Bilgi
Planlı Eskitme Nedir? Planlı Eskitmenin Amaçları Nelerdir?
Herkese Merhaba. Bu yazımızda sizlere –aslında uzun zamandır var olan- “Planlı Eskitme” konusunda bilgi vermeye çalışacağım.
Planlı Eskitme, endüstriyel tasarımda bir ürünün belli bir süre sonra eskiyerek veya işlevsiz hale gelerek sınırlı bir kullanım ömrüne sahip olmasını tasarlamak ya da planlamaktır. Planlı eskimenin üretici için potansiyel yararları vardır. Tüketici ise kendini, ürünün kullanımını sürekli kılmak için ürünün yedek parçasını aynı üreticiden temin etmek veya yeni bir modelini almak ya da rakip üreticiden temin etmek zorunda hisseder. Yalnız, rakip üretici de planlı eskimeye itimat ediyor olabilir.
Planlı eskime, hâlâ işleyen bir ürün isteyen tüketicinin daha erken satın almasını teşvik ederek endüstride talep uyandırır. Planlı eskime birçok farklı üründe kullanılmaktadır. Ancak üreticinin ürününün daha hızlı işlevsiz hale gelmesini sağlamak için yatırım yaptığını öğrenen tüketicilerin tepkisine yol açabilir. Bu tüketiciler, mümkünse ürünün daha dayanıklı alternatifini sunan üreticilerden ürünü temin edebilirler.
Planlı eskime tahminleri, bir şirketin ürün mühendisliği ile ilgili aldığı kararları etkileyebilir. Bu nedenle şirket, ürün ömrü projeksiyonlarına erişebilmek için en az pahalı olan parçaları kullanabilir. Bu tür kararlar, değer mühendisliği olarak bilinen geniş bir disiplinin parçasıdır.
Kavramın uygulamada ortaya çıkışının 1920-30 yılları arasında yaşanan kitlesel üretim mantalitesi ile aynı döneme denk geldiği düşünülmektedir. Kavram olarak ortaya çıkışı ise 1932 yılında Bernard London’un “Ending the Depression Through Planned Obsolescence” isimli eleştirel yazısıdır. Ancak, ifade ilk olarak 1954 yılında Amerikalı bir endüstriyel tasarımcı olan Brooks Stevens tarafından Minneapolis’teki bir reklam konferansındaki konuşması popüler hale geldi. Brooks Stevens “Planlı Eskitme” kavramı için “Planlı Eskimiş” kavramını kullanmıştır.
1960 yılında Vance Packard’ın kaleme aldığı “The Waste Makers”da ise yazar kavramı iki şekilde ele almıştır; fonksiyonların eskitilmesi ve arzu edilebilirliğin eskitilmesi. Arzuların eskitilmesi, psikolojik eskitme olarak da anılmaktadır. Bu kavram daha çok moda ve trend yönünden ürünlerin müşterilerin zihinlerinde eskitilmesi ile eş tutulmaktadır. Bu yaklaşım George Nelson’un söylediği “üründe bir değişiklik yapılamıyorsa –muhtemelen fayda yönünden demek istiyor- stilinde bir değişiklik yapılarak bir yanılsama oluşturulur” ile örtüşmektedir.
Thomas Edison tarafından ampulün 1500 saat ömürlü olarak piyasaya sürülmesinden sonra 2500 saate kadar çıkması ve daha sonra daha iyisini yapma yerine, eskitmeyle görevlendirilen mühendisler tarafından zamanla 1000 saate düşmesi, endüstri tarihinde “Planned Obsolescence” konusunda açılan ilk dava olarak görülüyor.
Internet çağının en tanınmış örneği de Neistat Brothers tarafından başlatılan, sonra dava konusu olan bir iPod kampanyasıdır.
2015 yılında Fransız Parlamentosu, ürünlerin ölümünü önceden planlayan üreticiler için iki yıla kadar hapis ve 300.000 Euro’ya kadar para cezası vermiştir. Kural, yalnızca kurduğu yaptırımlar nedeniyle değil, aynı zamanda bir yasama organının planlı eskimenin varlığını açıkça tanıması açısından ilk kez olduğu için oldukça önemlidir.
Beyaz eşya, televizyon, bilgisayar, cep telefonu gibi teknolojik ürünlerde fonksiyonların ve isteklerin planlı bir biçimde eskitilmesi taktiği daha sık kullanılıyor. “Özellikle teknoloji geliştiren firmalar uzun dönemde piyasaya sürecekleri ürünleri önceden tasarlamakta ve en düşük özellikliden başlayarak belirli periyotlarla piyasaya sürmektedirler. Böylece piyasaya sürülen her yeni üründe bir önceki ürün daha vasıfsız, yeni ihtiyaçları karşılamaktan daha yoksun ve daha demode olmaktadır. Dolayısı ile kavram sadece belirli bir dönemde kullanılamaz hale gelen üründen, uzun süre kullanılabilmekle beraber gelişen ihtiyaçları karşılamaktan bilinçli olarak yoksun kalacak şekilde tasarlanmış ürünleri de kapsayacak şekilde genişlemiştir.”
Moda sektöründe de planlı eskitmeyi gözlemlemek mümkün. Örneğin 1950’li yıllarda bir firmanın naylon çorapları kadınlar tarafından çok beğenilir ve neredeyse ömür boyu giyilebilir çoraplardır. Hatta o kadar ki sağlamlığını göstermek için reklamlarında araba ile çektirilir. Satışlar da oldukça iyidir ancak kısa süre sonra üretici firmanın tespit edeceği üzere, uzun vadede bu kadar dayanıklı bir çorap pek de kârlı bir iş değildir. Ömrü boyunca 50 çorap satın alan bir kadın, ömrü boyunca 5 çorap satın alan bir kadından elbette ki daha iyidir. Firma, mühendislerinden çorabı daha kısa sürede işe yaramaz hale gelecek şekilde yeniden tasarlamalarını ister. Mühendisler tasarımı değiştirirler ve firma çabucak kaçan çoraplar üretmeye başlar.
Başka bir örnek vermek gerekirse 117 yıldır yanan ampül ya da asırlık ampül dünyanın en uzun süredir yanan ampülüdür. 1901 yılından bu yana açık haldedir. ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bulunan Livermole kentinde yer alır. Livermore-Pleasanton İtfaiye Müdürlüğü, ampülün sürekli olarak açık kalmasını sağlamaktadır. 117 yıldır yanan ampül Guinness Dünya Rekorları Kitabı, Ripley’s Believe It or Not! ve General Electric kayıtlarında da yerini almıştır. Ampül genellikle daha sonra üretilen ampüllerde planlı eskimenin varlığına bir kanıt olarak gösterilir.
Kaynak:
http://www.wiki-zero.net/