Bilgi
Fosfen Olgusu ve Körlük Tedavisi
Dünyada körlüğe çare bulmak isteyen bilim insanlarının çoğu, görme engelli kişiler için potansiyel bazı görme fonksiyonlarının yeniden kazandırılmasını sağlayacak olan yapay görme sistemlerinin yani biyonik gözlerin geliştirilmesi üzerine çalışmaktadır. Tüm bu araştırmalar görsel sahnenin görme sinirlerini uyartacak elektriksel uyartımlara dönüştürülmesini kapsamaktadır. Bu elektriksel uyartımların görme sinirlerine erişen bir yol üzerine yerleştirilen elektrotlara gönderilmesi ile görüntü algısının oluşması hedeflenmektedir. Bu tarz çalışmaların dayandığı temel fikir ise fosfen olgusudur.
Fosfen, göze doğrudan ışık girmiyor olmasına rağmen, ışıklı pırıltılar ve ışıltılar görme olarak tanımlanabilir. Fosfen olgusunu çok basit bir deneyle anlayabiliriz. Gözlerinizi sımsıkı bir şekilde yumduğunuzda salt zifiri bir karanlık görmüyorsunuz değil mi? Siyah bir fon üzerine beyaz lekeler ve şekiller görüyorsunuz. Adeta ışık var gibi. İşte bu ışıkları gördüğünüz zaman fosfen olgusunu deneyimlediniz demektir.
Peki, gözümüz kapalı olduğu halde gördüğümüz bu ışıklar gerçekten var mı? Olayın bilimsel açıklaması kısaca şu şekilde: Gözümüzü sıkı sıkı kapattığınızda etrafına veya üzerine bastırdığınızda retinanızda yer alan ışığa duyarlı reseptörler yani foto reseptörler mekanik olarak uyarılıyor. Kaslarınızın uyguladığı basınç sinirlerin hareketine neden oluyor ve bu sinyalleri beyniniz ışık benzeri bir şekilde yorumluyor. Sadece gözünüzü ovalarken değil aynı durumu şiddetli bir hapşırıktan, gülmekten veya öksürmeden sonra da yaşayabilirsiniz.
1968 yılında nörolog Brandley görme engelli bir kadının beyninin görüntü işleme merkezine elektrotlar yerleştirerek bu bölgeleri elektriksel olarak uyarmışlardır. Kör kadın gerçekten de noktacık çubuk ve lekeler şeklinde ışık parçaları gördüğünü söylemiştir. Bu deneyden yola çıkarak görme engelli bir kişi, beynin görüntü işleme bölgesinin farklı şekillerde elektriksel olarak uyarılması sonucunda gördüğü şekillerin sözlü olarak anlatılmasıyla bir yapay zekânın algoritmasının geliştirilmesi üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Bu teknoloji sayesinde cisimlerin yaklaşık olarak neye benzediklerine dair görme engelli insanlara yardımcı olmak mümkün olacaktır.
Görsel korteksin elektriksel uyarımını hedef alan bu tarz bir çalışmalarda şüphesiz en önemli parametre elektrotların geliştirilmesidir. Uygun bir elektrottan geçen akım sayesinde fosfenden kaynaklı görüntü oluşacaktır. Bu şekilde sağlanan görsel duygunun kalitesi birçok parametrenin, özellikle elektrotların sayısının ve aralıklarının bir fonksiyonuyla ilişkili olacaktır. Elektrot sayısı ve aralık için uygun değerlerin tahminlerini elde etmek için taşınabilir bir “fosfen” simülatörü ile bir dizi psikofiziksel deneyler şuana kadar bilim dünyasına pozitif katkılar yapmıştır.
Belki de ileride bir gün körlüğe kesin tedavi olarak fosfen olgusundan yola çıkarak geliştirilen bu simülatörler çare olacaktır.