Araç Camındaki Siyah Noktalar Ne İşe Yarıyor?

Arabanızın ön camındaki o küçük siyah noktaların ne olduğunu hiç merak ettiniz mi? Bilirsiniz, araba camlarında kenarlarda bulunan ve genellikle dikiz aynasını çevreleyen siyah noktalar? Onları daha önce hiç düşünmediyseniz, hatta fark etmediyseniz, ne kadar göze çarpmadıklarını düşünürsek sizi suçlamayız. Ön camınızdaki bu noktalar oldukça önemlidir ve tek bir temel amaçtan daha fazlasına hizmet eder.

Araba ön camlarında neden küçük siyah noktalar olduğunu merak ediyorsanız, 50’li ve 60’lı yıllara geri dönmemiz gerekiyor. Bu süre zarfında, ön camı çerçevelemek için en yaygın olarak metal kullanıldı, ancak teknolojideki ilerlemeler, üreticilerin ön camı yerinde tutmak için yapıştırıcı kullanmaya başladığını gördü. Ve bu sürecin bir sonucu olarak, ister mütevazı bir Nissan Versa, ister lüks bir BMW 8 Serisi Gran Coupe kullanıyor olun, arabanızın ön camındaki siyah noktalar artık tüm araçlar için ortak bir özellik. Camlarda bulunan bu siyah noktalı banda ‘frit’ adı veriliyor. Frit, üretim işlemi sırasında bir ön camın kenarlarında fırınlanan boyalı siyah bir emayedir. Isıyla sürülen bir çeşit seramik boya olan friti camdan kazımak neredeyse imkânsız.

Pencerenizdeki “nokta vuruşlu” desen, pencerenin kenarlarında bulunurken, bunların dikiz aynasının arkasında da dağıldığını fark edebilirsiniz. Yakından bakarsanız, fritler gerçek küçük yuvarlak noktalar veya hatta köşeli elmas benzeri şekiller olabilir. Ne olursa olsun, tasarım tipik olarak ön cam çerçevesinin etrafındaki fritler, genellikle kenarlara yakın düz siyah bantlar şeklinde başlarlar ve yavaş yavaş dış kenarda küçük noktalar halinde çözülürler.

Genel olarak fritler ön camlarda ve arabanızın yan cam pencerelerinin diğer kısımlarında görülürler. İster inanın ister inanmayın, aslında dört ana amaca hizmet ederler.

İlk olarak, cam ve araba çerçevesi arasında bir temas noktası görevi görürler. Yapıştırıcının cama daha iyi yapışabilmesi için yüzeyde “oymalar” oluşturarak onları daha pürüzlü hale getirirler.

İkincisi, camı çerçeveye yapıştırmak için kullanılan üretan dolgu macununun korunmasına yardımcı olurlar. Güneşin ultraviyole ışınlarının bandın altındaki yapışkanı eritmesini engellemek için ön camın dışındaki o siyah emayeyi kullanıyorlar. Bu, pencereleri yerine sıkıca yapıştırılmış halde tutar.

Üçüncüsü, siyah noktalar veya “nokta matrisi“, optik bozulmayı veya “merceklenmeyi” azaltmak için sıcaklığı eşit olarak dağıtmaya yardımcı olur. Bu, frit bandı (düz siyah olan) ön camın camından çok daha hızlı ısındığında ve düz çizgilerin merkeze doğru kavisli veya içe doğru eğimli görünmesini sağlayan bir optik bozulma oluşturduğunda meydana gelir. Bu “kademeli olarak batan” siyah noktalar, ısıyı dağıtarak ve eşit şekilde yayarak bu fenomeni azaltmaya yardımcı olur.

Dördüncüsü, fritler de estetik amaçlıdır. Yakından bakarsanız, karanlık bant ile şeffaf cam arasındaki kontrast, uzaktan bakıldığında bile çok belirgin görünebilir. Yarım tonlu bir desen veya “nokta matrisi” oluşturmak, boyutun kademeli olarak azalmasına izin vererek geçişi çok daha incelikli ve gözler için daha kolay hale getirir.

Modern araçların ön camlarının üst orta bölümünde ve birçok aracın yan camlarının kenarları boyunca uzanan bu sır bandının üç temel görevi var;

1- Cam ile araç arasında bulunan malzemeyi güneşin ultraviyole ışınlarından korumak,

2- Aracın içine yağmur suyu girmesini engellemek,

3- Camın araca yapışmasını sağlamak ve güneşin görüşü etkilemesini engellemek.

4- Dışardan bakıldığında estetik bir görünüm sağlamak.

Fritler aynı zamanda yapıştırıcı maddenin tutunabileceği daha sağlam bir yüzey bulabilmesini sağlıyor. Bant aynı zamanda da görsel bir etkiye sahip; çirkin yapıştırıcı maddenin dışarıdan görünmesini engelliyor.

Ancak bu noktaların çok önemli bir görevi daha var. Otomobil camları sıcak fırınlarda şekillendirilirken etrafındaki frit siyah olduğu için camın geri kalanından daha çabuk ısınıyor ve bu da camda optik bozukluklar oluşmasına neden oluyor. Bu azalan noktalar cam ısıtılırken ısının daha eşit dağılmasını sağlıyor ve daha az optik bozulma olmasını sağlıyor. Aynı zamanda engellenemeyen bozulmayı da gözlerden saklıyor.