“Bize yaşamak için göz açtırmayan günümüzde yaşadığı ana yabancı olan, hayalleri olmayan kadın ve erkekler olarak yaşlanıp gidiyoruz. Bu toplumun bize vereceği en iyi şey (kariyer, itibar, beklenmedik, büyük bir kazanç, ‘aşk’) bizi gerçekten ilgilendirmiyor. Emir vermek itaat etmek kadar bize iğrenç geliyor. Ne olduğumuz ve ne istediğimiz bir hayırla başlıyor. Bizler de başkaları gibi ezilenlerizve bizler de sömürüye derhal son vermek istiyoruz. Bize göre, isyanın başka bir gerekçeye ihtiyacı yok. Hayatımız bizi kurtarıyor ve bundan başlayarak başarısız olan herhangi bir sınıf söylemi basit birer yalandır. İsyanın herşeye ihtiyacı vardır—gazeteler ve kitaplar, silahlar ve patlayıcılar, refleks ve küfüre, zehirlere ve hançere ve kundaklamaya. Tek önemli soru bunları nasıl birleştireceğimizdir.”