Yer çekimi olarak bildiğimiz bu kuvvetin gerçek adı “kütle çekim kuvveti”dir. Basit bir tanımlamayla yer çekimi, yeryüzündeki cisimleri yere doğru çeken kuvvettir. Başka türlü söylemek gerekirse dünyayı ve diğer gezegenleri güneşin çevresindeki hareket ettikleri yolda tutan, bunu sağlayan kuvvet “yer çekimi kuvveti” dir.
Yerçekimi, Dünya‘nın kütle çekimidir.
Dünya yüzeyinde veya yakınındaki nesneleri etkiler ve onlara yer çekimi ivmesini kazandırır. Dünya yüzeyinde tüm cisimler bu ivme ile düşerler (düşen cisim denklemleri). İvmenin Paris’teki değeri tam olarak 9,80665 m/s2 (metre bölü saniye kare)dir. M kütlesine sahip bir cisme doğru olan yerçekimi ivmesi;
formülüyle hesaplanır. Yer çekimi kuvveti olmayan bir yerde yaşıyor isek oraya alışırız ve haraketlerimizi ona göre ayarlarız ama bu yerden uzun süre sonra yer çekimi kuvveti olan bir yere geçiş yapar isek kaslarımızda sorunlar meydana gelir ve bu bizi felç ile yüzü yüze bile getirebilir.bu yüzden uzaydan gelen insan yer ile hemen bir temas kurmazlar bu yüzden onları başka insanlar taşır sebebi de budur.
Bilindiği gibi, havada serbest bırakılan her cisim yere düşer. Bu düşmeye sebep olan da, yukarıda belirttiğimiz gibi yer çekimi kuvvetinden başka bir şey değildir. Cisimlerin ağır ya da hafif olduklarını söylediğimiz zaman, aslında arzın onları daha büyük veya daha az bir kuvvetle çekmesi söz konusudur. Her cismin diğer cisimler üzerinde belirli bir çekimsel kuvveti vardır. Bu çekim kuvveti, söz konusu cisimlerin kitlesine ve birbirine olan mesafesine bağlıdır. Cisimler ağırlaştıkça ve aralarındaki mesafe azaldıkça cisimlerin birbirleri üzerindeki çekim kuvveti büyür. Astronomlar ve bilim adamları, gökyüzündeki cisimlerin (ay, gezegenler, vs.) bulundukları durumda düşmeksizin kalmalarını bu kanunla açıklamaktadırlar. Her cisme etki yapan yer çekimi kuvveti eşit değildir. Bir cismin düşmesini önlemek, o cismi etkileyen yer çekimi ivmesine eşit, ancak zıt yönlü başka bir kuvvetin etkisiyle mümkün olabilir. Yer çekimi ivmesi sabit (değişmez) bir değerdir. Bir cismin kitlesi ile yer çekimi ivmesinin çarpılması sonucu, o cismin ağırlığı bulunur. Yer çekimi ivmesi dünyanın hemen her tarafında 980 cm/ sn² ‟dir. Ekvatorun kutuplara doğru gidildikçe bu ivme biraz artar. Dolayısıyla, aynı cisim ekvator ve kutuplarda tartılacak olursa cismin ağırlığının farklı olduğu görülecektir.
Yer çekimi olmasaydı dünyada yaşam olmazdı ya da tıpkı uzay gemileriyle yolculuk yapan insanların yaşadığı yer çekimsiz ortam nedeniyle her şey çok farklı olurdu. Muhtemelen insanın yapısı da farklılaşırdı. Bugünkü gibi konutlar, yollar ulaşım araçları, iş ve eğitim yaşamı yerine uzayda kurulan uzay üslerindeki gibi özel ortamlar oluşturulup buralarda yaşanırdı. Ama unutmayın ki yer çekimsiz ortam sadece insanları değil bütün hayatı ve dolayısıyla onların kullandığı eşyaları da etkilerdi. Hayat olabilmesi için hava, su vb. gerekenler de olamayacağı için; kısacası insanların yaşayabileceği bir ortam olmazdı ve belki de insanlar olmazdı.