Yarasa, -hepimizin bildiği üzere- uçma yeteneğine sahip memeli hayvanlardır. Yarasaların kanatları açık durumdaki boyları 5 cm’den 1,50 metreye kadar değişebilir. Yarasaların kanatları parmak kemiklerinin ince derisinden oluşur. Yarasaların kanatların vücut ısısının, kan basıncının, su dengesinin düzenlenmesi ve gaz alışverişinde görev alıyor. Dünyanın her bölgesinde yaşarlar, ancak tropikal bölgelerde sayıları daha fazladır. Yarasalar çok miktarda böcek tükettikleri için, dünyanın dengesi açısından büyük önem taşırlar.
Uçan tilki yarasa familyasının en büyük türüdür. Tropikal bölgelerde yaşayan bu dev yaratıklar, görenleri dehşete düşürecek büyüklükte yaratılmıştır. Diğer yarasalarla hemen hemen aynı özelliklere sahip olsa da önemli farklılıkları da vardır.
Yarasanın vücudu fareye benzer ve genellikle ince bir kürkle kaplıdır. Yarasaların kulakları çoğunlukla çok büyük ve kıvrımlıdır. Burun ve kulaktaki bu çıkıntılar, duyu organı görevi görür, ses titreşimlerini almaya ve iletmeye yarar. Bazı yarasalar yalnız yaşar, mağaralarda, yarıklarda, içi oyuk ağaçlarda veya tavan aralarında. Diğer türler ise sürüler halinde yaşar. Kuzey bölgelerdeki yarasalar kışın göç ederler veya kış uykusuna yatarlar.
Yarasalar baş aşağı tutunarak uyurlar. Geceleri aktif olan yarasaların koklama ve tat alma duyuları çok iyi gelişmiştir. Meyveyle beslenenler dışında, yarasaların görme duyuları iyi gelişmemiştir. Çıkardıkları çok yüksek frekanslı ses dalgalarının, etraflarındaki cisimlere çarpıp geri dönmesi yardımıyla yönlerini bulurlar. Bu sesler, çoğunlukla insanlar tarafından duyulmaz.
Birçok yarasa türünde, erkek ve dişi çiftleşme mevsimi dışında bir araya gelmez. Dişi çoğunlukla her yıl yaz aylarında bir tane yavru doğurur. Yeni doğan yavru birkaç gün anne tarafından taşınır, anne yavrunun yanında olmadığı zamanlarda ise yavru, tünekte bırakılır. Yavrular birkaç hafta içinde uçmaya başlar. Yarasaların yaşam süresi yaklaşık 20 yıldır.
Meyve yiyen yarasalar, 450 kadar ticari maddeyi ve 80 kadar ilacı insanoğlunun hizmetine sunmaktadır. Yağmur ormanları için yarasalar, yaşamsal önem taşır. Yarasalar, bu bölgedeki ağaçların polen ve tohumlarını taşıyarak yaklaşık yüzde 95’inin çoğalmasını sağlar.
Dünyadaki 1000’i aşkın yarasa türünden sadece 3’ü vampir yarasadır ve bunlar Latin Amerika‘da yaşar. Vampir yarasalar insanlara saldırmazlar. Kümes hayvanlarını tercih ederler.
Avrupa’nın ve Türkiye’nin en küçük yarasası olan cüce yarasa sadece 5 gram ağırlığındadır. Dünya üzerinde yaklaşık 4500 memeli türü bulunmaktadır ve bunların 1000’den fazlasını yarasalar oluşturur.
Amerikan iç savaşında barut yapmak için kullanılan malzemelerden biri de yarasa dışkısıydı. Yarasalar uçmasına rağmen kuş değil memelidir. İnsanlar yarasaların kör olduğunu zanneder, ama 1000’i aşkın yarasa türünden kör olan bir tür bile yoktur, hatta bazıları iyi görür. Yarasalar insanlarda bulunmayan diğer hisleri de kullanır. Örneğin, küçük yarasalar düşük ışık seviyelerinde görebilir. İnsanların aksine, bazıları ultraviyole ışığı da görebilir. “Yarasa gibi kör” deyişi bu anlamda geçersizdir diyebiliriz. Özellikle büyük yarasaların insanlardan daha iyi görebildiğini söyleyebiliriz. Yarasaların bir diğer özelliği de manyetik alanları sezebilmeleridir. Kuşlar gibi yarasalar da manyetik alanları algılayabilir. Kuşlar bu yeteneği enlemleri hissetmek için kullanırken, yarasalar kuzey ve güney üzerinden yön tayini yapmak için kullanırlar.