Bilgi
Türkiye’de En Fazla Hangi Maden Bulunuyor?
Yapılan araştırmalara göre dünya genelinde sanayide kullanılan 90 maden çeşidinden 77’sinin Türkiye’de bulunduğu belirlendi. Interpress’in Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) yaptığı araştırmalardan derlediği bilgilere göre, Türkiye’de en çok bulunan madenin dünyada çok nadir bulunan bir kireç taşı türü olan dolomit olduğu belirlenirken, hem seramik yapımında hem de cam yapımında oldukça değerli olan söz konusu madenin ülke topraklarında toplam rezervinin 15,8 milyar ton olduğu tespit edildi. Dolomit dışında ülkemizde sırasıyla 13,9 milyar ton mermer, 12,3 milyar ton linyit kömürü, 1,2 milyar ton taş kömürü, 5,7 milyar ton kaya tuzu, 3 milyar ton bor, 1,5 milyar ton ponza, 1,9 milyar ton da bakır cevheri bulunduğu anlaşıldı.
Araştırmalara göre medyaya madencilik ile ilgili yılbaşından bu yana 90 binden fazla haber yansırken, altın madenciliği ile ilgili de 11 binden fazla haber çıktığı tespit edildi. Türkiye’de 7 bin ton civarında altın rezervinin bulunduğu belirlenirken, altından sonra bir diğer değerli maden olan gümüş rezervinin ise 1.926 ton olduğu saptandı. Dünyada maden ticareti konusunda önemli madenlerden kabul edilen feldspat maden rezervinin 239 bin ton, fosfat kayası madeninin 70 milyon ton ve manganez madeninin de 4 milyon ton olduğu anlaşıldı. Türkiye’de halen İzmir, Balıkesir, Gümüşhane, Manisa, Erzincan, Eskişehir, Kayseri ve Uşak’ta bulunan altın işletmelerinde altın üretimi devam ederken bilinen ve arama çalışmaları süren altın yataklarının ise daha çok Ege, Doğu Karadeniz, İç Batı Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde olduğu tespit edildi.
Dünyada toplam işletilebilir altın rezervi 56 bin ton civarındayken rezervin yaklaşık yüzde 50’ye yakınının dünya altın üretiminde ilk sıralarda yer alan Güney Afrika, ABD, Çin, Avustralya, Kanada ve Peru’da bulunduğu belirlendi. Dünya altın üretiminin 3 bin ton civarında olduğu tahmin edilirken, üretimin yüzde 51’inin de söz konusu altı ülkede yapıldığı saptandı. Öte yandan 2002 yılından itibaren altın üretiminde süregelen kesintisiz artışın, 2013 yılında yerini önce durgunluğa ardından da gerilemeye bıraktığı tespit edildi.