Hayat yorucudur… Hayat yoğundur…Ve hayat bazen de sıkıcıdır..! Bu sıkıcılığı aslında tek düzeliğinden değil,tam tersi olarak çok yoğun ve süreklilik gerektirmesinden kaynaklanmaktadır.Şöyle ki; insanlar hayatını devam ettirmek,yaşamını sürdürmek için sürekli olarak çabalamak zorundadır.İş hayatı,özel hayat,sahip olunan şeyler üzerindeki sorumluluklar ve tabi özel amaçlar doğrultusundaki çabalar… Her ne kadar bunlar yaşamın devamı için gerekli edimler olsa da, insanlar çoğu zaman bu durumlar içinde geçen vaktini tamamlarken büyük bir yorgunluk hissi duymaktadır.Bu his zaman içinde alışkanlık halini alsa da,psikolojik olarak kabullenmeme yada sizi zorlayan olgulara karşı direnme hali hep devam etmektedir. İşte bizim hayat içindeki eylemlerimizi gerçekleştirirken,bir yandan da o eylemin içinde, bize karşı bir baskı uygulayan şeydir STRES.
Çoğu zaman biz bu soyut ama son derece etkili olan olgunun farkında olmadan,sürekli aynı şeyleri yapmaya ve tabi aynı şekilde hatta bazen daha fazla etkilenmeye devam ederiz. Ne var ki,bu durum günümüzde çok büyük boyutlarda ve etkisi de bir o kadar hissedilir derecededir.
Başta fiziksel olarak karşılaştığımız hastalıkların teşhisinde olmak üzere iş hayatımızda,özel hayatımızda,sosyal ilişkilerimizde,kültürel alanlarda ve daha bir çok alanda aklınıza gelen her yere sızan sinsi bir düşmandır stres..Bu durumu daha çok durumsal olaylarda,olur olmadık tepkilerimizde,sıkıntı yada gergin durumlarımız da hissederiz. Varlığı ile hayatımızı çekilmez hale getiren,bir çok hastalığa davetiye çıkaran bu durum insanları psikolojik olarak da mutsuzluğa sürüklemektedir. İşte biz bu noktada anlıyoruz ki, her durumda bize zarar veren,hayatı çekilmez hale getiren bu olgudan kesinlikle kurtulmak ve olabildiğince uzak kalmaya çalışmalıyız.Bunun mümkün olup olmadığı konusunda ise şöyle bir düşündüğümüzde; aslında o kadar kolay olmadığını söyleyebiliriz.Çünkü her işin,her durumun kendine göre bir takım doğruları vardır. Bizler, bu doğrulardan şaşmamak için mücadele verir, sağladığımız başarının sürekliliği için çalışırız. Dolayısıyla bu noktada harcadığımız güç ve efor belli bir noktadan sonra strese dönüşmektedir. Biz, stresle baş etmek yerine direnmeyi seçtiğimizde ise kendini başka türlü göstermektedir. Örneğin; Amansız baş ağrıları, bel ve boyun ağrıları gibi eklem ağrıları, sinir sistemleri yoluyla da gerçekleşebilen diş ağrısı, mide ağrısı gibi iç rahatsızlıklar bile stres yoluyla gelişebilmektedir.
Bireyin kendini huzursuz veya baskı altında hissettiğinde verdiği fiziksel, zihinsel, duygusal ve davranışsal tepkiler bütünü olan stresten kurtularak; yaptığımız, ettiğimiz işleri ve eylemleri daha az stres içerecek şekilde ayarlamamız gerekiyor. Bunu nasıl gerçekleştirebileceğimize gelince; Hem hayatınızı baştan şekillendirerek farklı yanlarınızı farketmenizi sağlayacak, hem de sizi daha eğlenceli bir hayata kavuşturarak, tekdüze, sıkıcı ve monotonluğu azaltacak alternatif çözümler, bu noktada bulunmaz ilaçtır. Kendinizi ve hayatı severek yaşamanızı sağlayan bu çözümler bazen imkansız gibi gözükse de aslında onlara ulaşmak o kadar da zor değil..! Uzun mesailer, gün boyunca süren toplantılar, bitmek bilmez işler sonunda, nihayet dinlenmek için kısa da olsa bir vakit bulup kendi dünyanıza çekildiğiniz de, sizi bekleyen küçük süprizler, beklenmedik sevinç uyandırıcı haberler, olumlu tepkiler bunlardan bazıları… Bunlar hayatımıza renk katan küçük ama büyük mutluluk veren şeyler olmasına rağmen,gerçekleşmeleri tamamen raslantıya dayanan şeylerdir..) Sizin yorgun ve dağılmış olduğunuz bir zamanda böylesi bir olayla karşılaşmak elbette bir şans olur. Hayatınıza küçük dokunuşlarla büyük etkiler yaratacak çözümler bularak stresten kurtulmak mümkün…Sizin için önemli olan şeyler üzerine bir alternatif çözümler dizisi düşünün. Hayatınızı renklendiren şeyleri, size neyin iyi geleceğini en iyi siz bilebilirsiniz. Yapmak istediğiniz, size haz veren şeylerle bunu gerçekleştirebilirsiniz.
Stresten kurtulmanın en kolay yollarından biri hobi edinmektir. Hobilerimiz bizi gün içinde meşgul olduğumuz işlerden uzaklaştıran, rahat bir nefes almamızı sağlayan kurtarıcılardır. Bunun için yapmak zorunda olduğunuz şeyleri bir kenara bırakıp yürümezsek, içinde bulunduğunuz durum sizi daha fazla baskı altında alarak giderek etkisini daha çok hissettirecektir. İçinde bulunduğunuz duruma teslim olmak yerine mücadele etmeli, hayatımızı daha az stresli yürütmenin yollarını aramalıyız. Bu konuda naçizane önerim; Saksıda çiçek beslemektir. Tıpkı yeni yeni yürümeye başlayan bir çocuk gibi, her gün gözlemleyebileceğiniz, her şeyiyle kendinizin ilgilendiği, çekirdekten büyümesine, serpilmesine ve nasıl solup nasıl açtığına kadar her şeyiyle alakadar olabileceğiniz bir bitki edininiz…
O hayatı solurken siz de onu seyreder, stressiz bir hayatın dadını çıkarırsınız.
Stresten uzak,huzur dolu vakitler dilerim.l