Seküler Hümanizm felsefesi veya hayat duruşu, ahlakın temeli ve karar verme açısından özellikle dinî dogma, doğaüstücülük, sözdebilim ve batıl inancı reddederken insanî neden, etik ve felsefî natüralizmi kucaklar.
Seküler Hümanizm, insanoğlunun din veya bir tanrı olmaksızın etik ve ahlaklı olabileceğini ortaya koyar. Ancak ne insanların doğasında kötülük olduğunu veya doğuştan iyi olduğunu söyler, ne de insanları doğaya üstün olarak gösterir. Bunların yerine, hümanist hayat duruşu insanlığın karşı karşıya olduğu benzersiz sorumluluğun ve insanî kararların etik sonuçlarının önemini belirtir. Seküler hümanizm kavramının temelinde, ideolojinin -dinî veya siyasî olsun- her birey tarafından iyice incelenmesi ve sadece inanç üzerinde kabul veya reddedilmemesi gerektiği yönündeki güçlü görüş vardır. Bununla beraber, seküler hümanizmin önemli bir kısmı öncelikli olarak bilim ve felsefe aracılığıyla gerçeği arayışa sürekli bir uyum göstermektir. Birçok Hümanist ahlakî kodlarını evrimci etik, etik natüralizm veya yararcılık felsefesinden türetir ve Sam Harris gibi bazıları ise bir ahlak bilimini savunur.
Uluslararası Hümanist ve Etik Birliği (IHEU) 40’tan fazla ülkede bulunan yüzden fazla Hümanist, rasyonalist, dinsiz, ateist, Bright, seküler, Etik Kültür ve özgür düşünceli kuruluşun dünya çapındaki birliğidir. “Happy Human” (Mutlu İnsan), IHEU’nun resmî simgesi olmasının yanı sıra kendisini Hümanist olarak adlandıranlar için tüm dünyada bilenen bir simge olarak da kabul edilir. Seküler hümanist kuruluşlar dünyanın her yerinde bulunmaktadır. Dünya çapında, kendisini hümanist olarak adlandıran kişi sayısının dört ile beş milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir.
Dünyada son otuz yıl içerisinde tanımlanmış bir kavram olan Seküler Hümanizm anlayışı; her bireyin kendi içerisinde dinin etkisi olmadan gelenekleri, dogmaları ve ideolojileri basit bir şekilde kabul etmeyerek sorgulaması gerektiğini, sorunlarının çözümü aşamasında kesin kararlarını verirken inanç etkisinde kalmadan hareket etmesi gerektiğini savunur. Öncelikli olarak insanoğlunun hem genelde hem de kendi içerisinde yaratıcılık ve büyüme potansiyelini kullanması konusuyla ilgilenmektedir. Hayata bakış açımızdaki eksiklikleri sürekli olarak yeni bilgi ve tecrübelerle kapatmamız gerektiğini, her insanın sosyal ve politik prensiplerini kendi içerisinde muhakeme ederek sorumluluklarını artırarak fikirlerini nedenleriyle birlikte tıpkı bir pazar yeri gibi ortaya açması gerektiğini böylece daha hoşgörülü ve ilerlemiş bir dünyanın ortaya çıkacağını ileri sürmektedir.
Kaynak: http://www.wikizero.info