Parmak izi, parmak ucundaki deride çıkıntıların meydana getirdiği desenlerden oluşan ince çizgi ve kıvrımları içeren şekillerdir. Bu çıkıntılara papilla (hat) denir. Parmaklarımızı dikkatlice incelediğimizde parmak izlerinin birçok hattın farklı şekillerde bir araya gelmesiyle oluştuğunu görürüz ve bu hatlar insan yaşamı boyunca değişmezler. İşte parmak izlerinin değişmez özellikleri sayesinde kimlik saptama konusunda kullanılması için güvenli materyal haline getirir.
Herkes dokunduğu eşya üzerinde parmak izi bırakır. Çünkü parmaktaki her çizgide küçük delikler bulunur ve bu deliklerin altında da ter bezleri bulunmaktadır. Parmak ucu bir yüzeye bastırılırsa bu deliklerden ter çıkar parmak izini oluşturacak şekilde çizgi oluşur. Parmak izi alacak olan görevli üzerinde izin bulunduğu yüzeye özel pudra döker sonra fırçayla süpürür. Fazlası giden tozun kalanı parmak izini görülür hale getirir.
Uzun zamandan beri insanlar parmak izlerinin değişik biçimlerde olduğunu bilmektedir. Öyle ki Çinliler parmak izinden değişik amaçlar için yararlanmışlardır. 17. yüzyıldan beri bu konuda çeşitli kayıtlar mevcuttur. 1684’te Nehemiah Grew, 1686’da Marcello Malpighi, 1823’te Purkinje, insanların parmak uçlarındaki kıvrımlara dikkat çekmişlerdir fakat bunların ne gibi bir yarar sağlayacaklarına ilişkin keşiflerde bulunamamışlardır. Parmak izini alma ve bundan yararlanma konusunda ilk adım ise 1880 yılında Henry Faulds ve William James Herschel tarafından İngiltere’de atılmıştır. Bu İki bilgin, Nature adlı bir dergide yayınladıkları makale ile bugünkü parmak izi alma usulünün esaslarını dünyaya duyurmuşlardır. Daha sonra ise başka bir İngiliz bilim adamı Francis Galton her insanın birbirinden farklı parmak izine sahip olduğunu açıklamıştır.
Peki insanların parmak izleri neden farklıdır? Bu soruya cevap bulmak için parmak izlerinin oluşma sürecine bakmak gerekiyor. Parmak izi ana rahminde oluşmaya başlar. Gebeliğin 10. haftasında başlayan bu süreç 16-17. haftada tamamlanır. Parmak izinin şeklini derinin en dış katmanı olan epidermis ile en iç katmanı olan dermiş arasındaki etkileşim belirler. Bu etkileşimi, kandaki oksijen miktarı, kan basıncı, parmaklar ile amniyotik sıvı arasındaki etkileşim, hormon seviyeleri gibi etkenler belirler. İşte tüm bu etkenler iki ayrı fetüs için olasılık dışı olduğundan insanların parmak izleri farklıdır.
Parmak izinin sınıflandırılması olayına bakacak olursak Edward Henry bu konuda uzun yıllar çalışmıştır. Kement, kemer, karma ve sarmal olarak 4 gruba ayrıldığını belirlemiştir ve bu gruplarda kendi içlerinde alt gruplara ayrılmıştır. Dolayısıyla ortaya binlerce alt gruba ayrılmış parmak izleri çıkmaktadır.
Hem bilim insanları hem de adli tıp uzmanları tarafından parmak izi çeşitleri 7 başlık altında toplanmıştır;
- Yay biçiminde olan (Arch)
- Yay biçiminin farklı versiyonu (Tentarch)
- Sağa uzanan döngü ( Right Loop), Sola uzanan döngü (Left Loop)
- Hem sağa hem sola uzanan döngü (Double Loop)
- Sağ çukurlu döngü ( Right Pocked Loop), Sol çukurlu döngü (Left Pocked Loop)
- Halka şeklindeki izler (Whorl)
- Karışık döngü (Mixed)
Parmak izinin kullanım alanları nelerdir? Şimdi de bu soruya yanıt arayalım;
- İlk akla gelen polisiye durumlardır. Suçluların bulunması için en iyi yöntemdir
- Güvenlik sistemi için popülerdir. Şifre, PIN kodu olarak parmak tarama kullanılmaktadır.
- Herhangi bir nedenle ölen kişilerin kimliğinin belirlenmesinde kullanılır
- İmza atamayan veya okuma yazma bilmeyen kişiler için imza niteliği taşımaktadır.
Görüldüğü gibi kimliğimiz küçücük bir parmak ucunda saklı. Bu eşsiz durumun faydalarının gün geçtikçe daha da artacağı, ilerleyebileceği gerçeği unutulmamalı.
Peki;
Yazımızı farklı bir bakış açısıyla noktalamaya ne dersiniz?
“Her insanın parmak izi farklıdır. Belki de kimse bize sevdiğimiz gibi dokunamasın diye…” (Hikmet Anıl Öztekin)