Nehir ya da Irmak, genellikle denizlere, göllere ya da bir başka büyük akarsuya dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su miktarı bakımından büyük akarsulara verilen genel isimdir. Kimi durumlarda ise bir başka suya ulaşmadan yer altında kaybolduğu ya da tamamen kuruduğu da görülmektedir. Büyük akarsular nehir ya da ırmak olarak adlandırılırken daha küçükleri ise çay ve dere olarak adlandırılırlar.
Nehir (Irmak), su döngüsünün önemli bir öğesidir. Irmaklardaki suyun temel kaynağı yağışlardır. Yağmur ya da kar yağışı ile yer yüzüne inen su yüzey akıntıları, yer altı suları biçiminde nehirleri beslerken buzullar gibi doğal kaynakların erimesiyle oluşan suları da bu kaynaklara ekleyebiliriz. Nehirlerin doğduğu yere kaynak, denize döküldüğü yere ağız denir. Büyük ırmaklara katılan görece küçük ırmaklar genellikle kol diye adlandırılır.
Bir çay ile ırmak arasındaki fark açık ve net olarak tanımlanmamıştır. Çay dereden büyük ancak ırmaktan küçük akarsu olarak tanımlansa da bu büyüklük kavramı görecelik göstermektedir. Bu ayrım akarsunun üzerinde yapılan etkinliklere (taşımacılık, suyun iktisadi değeri, çevrelik faktörler) göre belirlenebilir.
Irmaklardaki su kayıpları nehir yatağından veya derindeki akiferden meydana gelen su sızıntıları ve kısmen de buharlaşma neticesinde olur. Irmaklardaki toplam su miktarı dünyadaki toplam su miktarının sadece küçük bir parçasını oluşturmaktadır.
Irmaklar, kaynaklarından başlamak üzere yer çekiminin etkisiyle yokuş aşağı yönde akarak bu akışlarını bir deniz ya da göle ulaşıncaya kadar sürdürürler. Ancak kurak alanlarda nehirlerin sularının tamamını buharlaşma yoluyla kaybettiği durumlar da mevcuttur. Kimi durumlarda ise bir nehrin belli yerde yer altına girerek bazı kayaç türlerinin içinden yer altı suyu oluşturacak biçimde yoluna devam ettiği de olmaktadır. Yine kimi nehirler insan eliyle yaratılmış sanayi bölgelerinde aşırı yoğunlukta kullanılmakta ve bu da nehrin sularının doğal akıntısına devam edemeden tükenmesine neden olabilmektedir. Dünya üzerindeki suyun %97’si okyanuslarda bulunurken içilebilir su miktarının üçte biri ise kara buzullarında bulunmaktadır; geri kalanının neredeyse tamamı yer altı kaynaklarındadır. Göller içilebilir suyun sadece %0,5’lik bir kısmını içerirken nehir kanallarında bulunan suyun oranı ise bunun yarısı olan %0,025’tir ve bu da dünyadaki toplam su rezervinin dört binde birine denk gelmektedir.
Bir nehrin suları genellikle yatak dediğimiz doğal bir kanal içinde akar. Kimi büyük nehirler, özellikle ovalar gibi düz alanlarda akarken belli zamanlarda ya da sürekli olarak nehrin her iki kıyısından taşarak sel benzeri biçimde de akarlar. Nehrin başladığı yani kaynağının olduğu kısım yukarı nehir olarak adlandırılırken nehrin akış yönü doğrultusu ise aşağı nehir olarak adlandırılır.