Makromolekül, küçük yapıtaşlarının yani monomerlerin polimerleşmesiyle (kovalent bağ ile bağlanmasıyla) oluşmuş çok büyük moleküler yapılardır. Örneğin; amino asitlerin polimerleşmesiyle proteinler oluşurken; şeker, fosfat asidi ve azot içeren heterosiklik baz (purin/pirimidin) polimerleşmesiyle nükleik asitler oluşur.
Makromolekül terimi biyokimyada dört büyük yapı olan “nükleik asit, lipt, protein, karbonhidrat” için kullanılır.
Makromolekül sınıfı;
– Karbonhidratlar (Polisakkaritler) – Bilgi Taşımaz
– Proteinler – Bilgi Taşır
– Nükleik Asitler – Bilgi Taşır
– Yağlar (Lipitler) – Bilgi Taşımaz
Bir kısım literatürde lipitler, makromolekül sınıfına alınmaz. Bunun nedeni karbonhidrat, protein ve nükleik asitler polimer zincirlerden oluşurken, lipitler polimer zincirlerden oluşmaz.
Polimer; birbirinin aynısı veya benzeri yapıtaşlarının kovalent bağlarla bağlanarak oluşturdukları, uzun bir molekül zinciridir. Polimerlerin yapıtaşları olarak görev yapan küçük moleküllere monomerler denir. Makromoleküller, tekrarlanan monomerik birimlerden oluşan polimerlerdir.
Makromolekül tanımı sentetik polimerler (örn. plastik) ve polimer olmayan büyük kütleli moleküller için de kullanılabilir. Örneğin; makro halkalar.
Makromoleküllerin, küçük moleküllerde olmayan özelliklerinden biri su ve benzeri çözücülerde görece düşük çözünürlükleridir. Suda çözünmelerini ortamda bulunan tuz ve iyonlar kolaylaştırabilir. Makromoleküller, içinde yüksek konsantrasyonda bulundukları çözeltide çözünen diğer makromoleküllerin denge sabitini ve reaksiyon hızını değiştirebilir; buna makromoleküler kalabalıklaşma etkisi adı verilir. Makromoleküller içinde bulundukları çözeltinin viskozitesini arttırabilir çünkü çözücünün hareketini etkilerler.
Organik makromoleküllere örnek olarak; biyopolimerler (Nükleik Asitler -DNA, RNA-, Proteinler, lipitler, karbonhidratlar) ve sentetik polimerler (plastik, sentetik kauçuk) örnek verilebilir.
İnorganik makromoleküllere örnek olarak; grafen ve karbon nanotüpler verilebilir.
Biyomolekül, canlılarda yer alan moleküllere verilen isimdir. Bu moleküllerin arasında iri yapılı protein, polisakkarit, lipit ve nükleik asitler gibi canlı yaşamı için birinci dereceden önemli olan moleküller yer almaktadır. Biyomoleküller, genel olarak karbon, hidrojen, azot ve oksijen içeren organik bileşiklerden örülü yapılardır. Başka elementlerin de bu bileşiklere katıldığı gözlense de, bunlar nadiren görülür. Bilinen bütün yaşam biçimleri sadece biyomoleküllerden oluşmuştur. Bir çok önemli biyomoleküller, polimer yapısındadır.