Nemrut, Tekvin’e göre Hz. Nuh’un torunu ve Sümer (Shinar) kralıdır. Tanah’a göre kuvvetli bir kişi ve hünerli bir avcıdır. Tevrat haricinde kalan dini kaynaklara göre Kral Nemrut Babil Kulesi ile bağlantılı ve Yehona‘ya karşı duran bir hükümdardır. İslamı kaynaklara göre Kral Nemrut, Hz. İbrahim’i ateşe attıran zalim bir kraldır ve Nemrut burnuna sinek kaçması nedeniyle ölür.
Nemrut, Keldânî kavmi hükümdârlarına verilen isimdir. Birinci Nemrut, Hz. Nuh aleyhisselâmın oğlu Hâm’ın soyundandır; Bâbil şehrini kurdu. Keldânî kavmi ve hükümdârları olan Nemrutlar, heykellere (putlara) ve yıldızlara tapıyorlardı. Dünyânın meskûn bölgelerine hâkim olan ve ilk tâc giyen Nemrut, kibir, gurûr, sefâhet ve câhillik sebebiyle tanrılık dâvâsında bulundu. İnsanların kendisine secde etmelerini istedi ve çok zulmetti. Allahü teâlâ, Nemrûd ve kavmine doğru yolu göstermek, emir ve yasaklarını bildirmek için İbrâhim aleyhisselâmı peygamber olarak gönderdi. Nemrûd ve kavmi, maalesef İbrâhim aleyhisselâma îmân etmediler.
Nemrut Dağı ile Kral Nemrut’un İlişkisi
Kalıntıları Nemrut Dağı‘nda bulunan Kommagene’de (Nemrut Krallığı) Nemrut adında bir kral bulunmamaktadır. Ve krallığım ad haricinde Kral Nemrut ile bir alakası yoktur. Ayrıca bu krallığın kuruluş tarihi monoteizmin (tek tanrılı din) atası ve milattan önce 2000 yıllarda yaşayan Hz. İbrahim peygamberden yaklaşık 1000 yıl sonradır.
Kral Nemrut ile Hz. İbrahim
Kral Nemrut ile ilgili anlatılan hikayeler çeşitli kültürlerin efsanelerinden derlendiği için bazı bölümlerinde birbirleriyle çelişmektedir. Hangisinin gerçek olduğunu bilmek imkansızdır. Nemrut doğmadan evvel babası Kenan Bin Kuş, rüyasında doğacak bir erkeğin kendisini öldürüp tahtını alacağını görür. Krallıktaki bütün çocukları öldürtme emrini verir. Nemrut doğunca ise onu birtakım kişiler korumak için ırmağa bırakır. Bir dişi kaplan (namara) tarafından bulunarak beslenip, büyütülür. Gençliğinin ilk senelerinde kurduğu çeteyi geliştirir. Böylece devam edip giden süreçte kral olduğunu bilmediği babasını öldürüp tahta geçer ve ülkeye el koyar. Hz. İdris Peygamberin öğrencilerinden yıldızlarla ilgi bilgilerini, İblis’ten ise büyücülüğü öğrenir. Nemrut yıldızlardan bir peygamber doğacağının öğrenmesi üzerine ülkedeki bütün erkek çocuklarını öldürülmesini emreder. Hz. İbrahim doğduğunda gizlice bir mağaraya saklanır. Orada büyür. Büyüdükten sonra ise yurduna döner ve babası Azer tarafından Nemrut’a takdim edilir. Babil kralı Nemrut çok acımasız biriydi. Halk Nemrut’un korkusundan Hz. İbrahim Peygamberin dine olan çağrısına cevapsız kalıyordu. Günlerden bir gün Hz. İbrahim, Nemrut’a gider ve onu da dine çağırır. Nemrut ülkesindeki tek tanrının kendisini olduğunu söyler. Bunun üzerine Hz. İbrahim kendisinin Rabb’inin ölüyü diriltebileceğini söyler. Nemrut ölüm cezasına tutulmuş iki mahkum çağırır ve birsini orada öldürür, diğerini ise serbest bırakır. Ve kendisinin yaşamı ve ölümü belirleyebileceğini iddia eder. Hz. İbrahim cevap olarak kendisinin Rabb’inin güneşi doğudan doğurup batıdan battığını söyler.
Nemrut’a tanrıysa bunun aksini yapmasını söyler. Nemrut yapamaz, sinirlenir ama davete icabet etmez. Hz. İbrahim’in yaşadığı yerde ve zamanda halk putlara tapıyordu. Büyük bir tapınağın içinde çokça put bulunuyordu. Hz. İbrahim herkesin panayırda eğlencede bulunduğu bir zamanda putla dolu tapınağa gitti. Eline bir balta alarak en büyük olan hariç bütün putları kırar ve baltayı en büyük putun boğazına asar. Putların kırıldığını görünce halk direk Hz. İbrahim’e gitti ve putları kırıp kırmadığını sordu. Bunun üzerine Hz. İbrahim en büyük putun yaptığını söyler. Halk onun yapamayacağını söyler. Bunun üzerine Hz. İbrahim kendisini bile savunamayan cansız varlıkların nasıl tanrı olarak görüldüğünü sorgular. Halk bu olaydan etkilenir. Hz. İbrahim’in tekrar eden daveti üzerine Nemrut onu hapseder ve ateşte yakılmasını buyurur. Hz. İbrahim Keldani kavminin haftalarca topladığı odunlar ile ateşe atıldı. Kral Nemrut ise kendisi için özel olarak yaptırdığı yüksek bir kuleden bu olayı izledi. Allah Hz. İbrahim’i korudu ve Hz. İbrahim ateşte yanmadı. Harlanmış ateşin ortasında Hz. İbrahim yeşil bir bahçe içinde oturmaktadır. Daha sonra Nemrut bu savaşta kendisinin aciz kaldığını fark etti. Ama buna rağmen yine de iman etmedi. Bu mucize olayı görenlerin birçoğu Hz. İbrahim’in çağrısına icabet etti.