Bu makalemizde çağımızın en büyük hastalıklarından biri olan kaygıdan bahsetmeye çalışacağız. Kaygı en genel manada kişinin korku verici bir duruma karşı göstermiş olduğu ruhsal ve bedensel bir tepkidir. Aslında bu tepkiyi her insan yaşar. Örneğin; bir sınav öncesinde, topluluk karşısında sunum yaparken, bir kaza atlatıldığında, dişçide sıra beklerken vs.. Siz bu tepkilere normal bir cevap verirseniz yani yaşamın doğal bir parçası olduğunu kabul ederseniz endişeye mahal vermemiş olursunuz.
Elbette ki her birey mutlaka kaygı duyar fakat gençler bu konudan biraz daha muzdarip diyebiliriz. Genç bireylerin en önemli kaygılarından birisi şüphesiz gelecek kaygısıdır. Gençler ileride nasıl bir işe gireceklerini, iş yerlerinde mutlu olup olmayacaklarını, aldıkları para ile geçinip geçinemeyeceklerini ve bunun gibi birçok soruyla karşı karşıya kalmaları ve sürekli sorgulama halinde olmaları gelecek kaygısını arttırmaktadır. Özellikle üniversiteden mezun olduktan sonra kaygı daha fazla hissedilmektedir. Mezun olur olmaz güzel bir işe girenler olduğu gibi yıllarca iş bulamayan ve haksızlıkların diz boyu olduğu, sürekli birilerinin yardımıyla (buna kaba tabirle torpil diyebiliriz) bir yerlere gelenleri görüp de kendi gelecekleri ile ilgili kaygılanmamaları maalesef ki elde değil…
Kaygı (Anksiyete) Türleri
Yaygın Kaygı Bozukluğu: Endişe ve korku haliniz dikkatinizi dağıtarak günlük işlerinizi yapmanızı engelliyorsa, sürekli kötü şeyler olacağını düşünüyorsanız yaygın kaygı bozukluğunuz vardır diyebiliriz.
Panik Atak: Yoğun korku, kaygı, yoğun endişe karışımı bir nöbettir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk: İstenmeyen düşünce ya da davranışlar nedeniyle ortaya çıkan takıntılardır.
Fobi: Belli bir nesneye duruma karşı korku duyulmasıdır. Aslında tehlikeye neden olmayan gerçek dışı bir korkudur.
Post-Travmatik Stres Bozukluğu: Trafik kazası, doğal felaketler, ölüm gibi bir olay sonrasında ortaya çıkan kaygı bozukluğudur.
Sosyal Kaygı Bozukluğu: Sosyal ortamlarda veya konuşma yapmanız gereken durumlarda kişinin küçük düşeceği, utanacağına dair korku duyması ve böylece bu durumlardan kaçınmasıdır.
Kaygı (Anksiyete) Bozukluğunun Belirtileri:
- Korku
- Endişe
- Huzursuzluk
- Yorgunluk
- Panik
- Çarpıntı
- Nefes darlığı
- Bulantı
- Kusma
- İshal
- Karın ağrısı
- Terleme
- Baş dönmesi
- Evham ya da dehşet hissi
- Konsantrasyon sorunu
- Aşırı ve hızlı solunum
- Uyuma zorluğu
Bir korku, endişe karşısında bazı başa çıkma stratejileri uygulayabilirsiniz. Örneğin; bir korku filmi izlediğinizde izlediklerinizin yalnızca filmden ibaret olduğunu bunun kaygıya neden olacak bir durum olmadığını düşünerek kaygıyı, endişeyi önlemiş olursunuz. Bunun haricinde, tehdit edici bir durumla karşılaştığınızda bunu ortadan kaldırmak için birçok yol deneyebilirsiniz. Mesela alışverişe çıkmak özellikle bayanların bütün kaygısını, üzüntüsünü ortadan kaldırabilir, aynı zamanda arkadaşlarınızla dertleşmek, kitap okumak.. Fakat bu belirttiklerimiz herkes için işe yaramayabilir. Bu yüzden sorunlar karşısında kendinize en uygun uğraşları seçmelisiniz. Ayrıca, meditasyon gibi rahatlama teknikleri uygulayabilirsiniz, beslenmenize özen göstermelisiniz mutlaka güzel bir kahvaltıyla güne başlamalısınız, egzersiz yapmalısınız, alkol ve içkiden uzak durmalısınız bunlar sanılanın aksine anksiyete azaltmaz ve en önemlisi uyku, günde 8 saat sağlıklı uyumalısınız.
Bu yaptığınız çabalarınız sonuç vermediğinde, korku veya anksiyete nöbetleriniz büyük sıkıntılara neden olabilir, günlük yaşamınızı bozacak kadar şiddetli olduğunda klinik psikolog, psikiyatrist gibi ruh sağlığı profesyonellerinden yardım alarak bu sorunu aşabilirsiniz..
…. makalemizi Karacaoğlan’ın güzel bir sözüyle noktalayalım;
‘’Bin kaygı, bir borç ödemez’’