Karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. Başka bir ifade ile “Karbon ayak izi”, bir insan ya da kuruluşun doğrudan veya dolaylı olarak etrafa yayılmasına sebep olduğu karbon miktarını belirten bir terimdir ve iki ana kısımdan oluşur. Doğrudan (Birincil) Ayak İzi ve Dolaylı (İkincil) Ayak İzi.
Doğrudan (Birincil) Ayak İzi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım (söz gelimi araba ve uçak) dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
Dolaylı (İkincil) Ayak İzi ise kullandığımız ürünlerin tüm yaşamın döngüsünden bu ürünlerin imalatı ve en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
Her bir birey yaşadığı yere ve yaşam şekline göre farklı miktarda karbon salınımına neden olur. Yediğimiz gıda tipinden ulaşım şeklimize ve elektrik tüketimimize göre hepimizin karbon ayak izi farklıdır. Örneğin araba kullanırken yaktığımız benzin, evi ısıtırken kullandığımız enerji ve yediğimiz gıdaların üretim süreci, belirli bir miktar karbondioksit salınımına neden olmaktadır.
Karbon ayak izinde en büyük payı olan faktörler şunlardır:
Enerji Tüketimi: Ulaşım, endüstriyel işlemler, elektrik ve fosil yakıt kullanımı yüksek miktarda enerji tüketimine sebep olur.
Sanayileşme: 20. yüzyılın ortalarından itibaren sanayileşmeyle birlikte karbondioksit salımı kontrolsüz ve çok hızlı bir şekilde arttı ve artmaya devam ediyor.
Hayvancılık: Artan et tüketimiyle birlikte besi hayvanlarının seri üretime geçmiş olması atmosfere fazla miktarda metan gazı salınımına neden olmaktadır.
Atık Maddeler: Hangi işlem ya da aktivite sonucu olursa olsun, Dünya’daki atık madde miktarı oldukça yüksek bir seviyede. Bu durum aynı zamanda Dünya’nın doğal kaynaklarına ve yaşam alanlarına da zarar veriyor.
İnsan Faaliyetleri: İnsanların günlük hayatlarında birçok işi verimli ve hızlı bir şekilde yapma adına edindikleri alışkanlıklar da karbon ayak izinde büyük bir paya sahip.
Doğrudan (Birincil) Ayak İzini Azaltmak İçin Öneriler
1- Araba Kullanımı: Araba düşük güçlü (küçük) olmalı, yürüyerek gidilebilecek mesafeler yürünerek, uygun şartlar varsa bisiklet kullanılarak kat edilmelidir. Arabayla işe gitmek mecburiyeti varsa araba paylaşılmalıdır. Aracını uygun hızda kullanılarak ve takip mesafesi korunarak gaz-fren olayından kaçınmak, önemli miktarda yakıt tasarrufu sağlar.
2- Ambalaj Malzemeleri ve Atıklar: Atıkların azaltılması, imalatçıların gereksiz ve tabiatta bozulmayan ambalaj malzemeleri kullanmamaları, ambalajsız tüketilebilecek ürünlerin ambalaj kullanmadan tüketilmesi, karbon ayak izini küçültür. Bitkisel ve hayvansal artıkların çöpe atılması yerine bahçede ya da belde parklarında tabii gübre olarak kullanılması, geriye dönüşüm konusuna özen gösterilmesi, gerekli olmadıkça çok küçük miktarlarda ambalajlanmış gıda ürünlerinim tüketilmemesi yine pozitif etki eder.
3- Enerji Kullanımı: Doğal gaz yerine ısınmak için güneş enerjisi kullanmak. Bu yolla doğal gaz faturalarındaki meblağ yılda yüzde 70 oranında azalabilir. Kaloriferlerin petek ısıları en alt düzeyde tutulmalı, binalar yeteri kadar havalandırılmalıdır. Buralarda yapılacak iyi bir ısı yalıtımı doğal gaz faturaları meblağını ve karbon ayak izini küçültmede önemli bir rol oynar.
4- Elektrik Kullanımı: Elektrik için yenilenebilir enerji kullanmak, tasarruflu ampuller, buzdolapları, klima cihazlarını tercih etmek.
5- Seyahat veya Tatil: Seyahatlere mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarıyla çıkmak, tatillere uçakla gitmek. Yerel otobüs, tren hizmetleri kısa mesafeler için kullanılmalıdır.
Dolaylı (İkincil) Ayak İzini Azaltmak İçin Öneriler
1- Şişe veya Şişe Suyu Kullanımı: Bir şeyler satın alındığında bu ürünlerin nerelerde üretildiği ve üretimde hangi maddelerin kullanıldığı göz önüne alınmalıdır. İmalat ya da nakliyesinde yüksek emisyona sahip olan ürünlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Sözgelimi çoğu Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde musluk suyunu kullanmada herhangi bir sakınca olmamasına rağmen insanlar şişe suyu alma konusunda ısrar etmektedir. Eğer şişe üzerinde volkanik kaynaklardan geldiği konusunda bir ibare varsa uzak bir yerden ithal edildiğinden emin olunabilir. Suyun nakliyesinin karbon ayak izini daha büyük olacaktır. Bir de buna şişeleme veya geri dönüşümden kaynaklanan emisyonları eklenirse çevreye negatif etki görülür. Başka ambalajlar için de benzer durumlar olabilir. Mesela aynı hacimde iki içecek kabından biri, kullanıcıların hafifliğinden dolayı tercih ettiği alüminyumdan ise bu kabı üretmek için kullanılan enerji, aynı hacimdeki depozitosuz (tek kullanımlı) cam şişe üretimi için gereken enerjinin 20 mislidir. Şişe, çok kullanımlıysa bu oran daha da büyür. Dolayısıyla bilinçli kullanıcının cam şişeleri tercihi önerilir.
2- Uzak Mesafelerden Gelen Yiyecek ve İçecekler: Yiyecek ve içeceklerin uzak mesafelerden gelenlerinden kaçınmalı, yerel ürünleri tüketmeye özen göstermelidir. Satın alınan yiyeceklerin hangi ülkeden geldiği etiketinde yazılıdır. Muz alınacaksa yerli muz, Dünya’nın öteki ucundan muza tercih edilmeli, uzaktan gelen bir şişe içecek yerini çok daha az yol kat etmiş ürünler alınmalıdır. Çevre açısından verilebilecek en iyi karar, mümkünse meyve ve sebzeleri kendi bahçesinde yetiştirmektir. Permakültür uygulamaları, bu konuda basit ve uygulanabilir çözümler sunar. Bir elma ağacı dikildiğinde hem birçok meyve elde edilmiş, hem de ağaçla atmosferdeki karbon miktarının azalmasına katkıda bulunulmuş olunur.
3- Et Tüketimi: Et tüketiminde özellikle kırmızı et tüketimi azaltılmalıdır.
4- Uzak Ülkelerden Gelen Elbiseler: Uzak ülkelerden gelen elbiselerin etiketlerinden anlaşılması hâlinde yakında üretilmiş uygun elbiseye tercih edilmemelidir.
5- Fazla Ambalajlanmış Ürünler: Fazla ya da doğada bozunmayan maddelerle ambalajlanmış ürünlerden uzak durulmalıdır. Mesala yumurta alırken köpük ambalaj yerine karton veya mukavvadan yapılmış ambalaja konulmuş yumurtaları çevre koruma açısından seçmelidir.
Kaynak:
- https://climatechange.boun.edu.tr/?page_id=1675
- https://tr.wikipedia.org/