Bilgi

İnternet Nedir? Temel İnternet Rehberi


İnternet nedir diye sorduğumuzda şüphesiz herkesin bu konuda kendince bir cevabı vardır. Ancak içeriğimize bu soru ile başlamamızın sebebi şüphesiz internetin icat edildiği tarihten bugüne yaşamış olduğu muazzam gelişmedir.

Her ne kadar temelleri bilgisayarların hayatımıza girmeye başladığı 1950’li yıllarda atılmış olsa da internetin bugünkü anlamındaki halini almasının tarihi 1989 olarak bilinir. Bilgisayarların icadı ve kullanılmaya başlanması ile birlikte bu cihazların birbirleri arasındaki veri transferini sağlama ihtiyacı meydana gelmiştir. Bunun için yapılan çalışmalar her ne kadar ilk olarak askeri amaçlarla yapılmaya başlansa da bilgisayarların arasındaki bu bağlantı ağı ilk olarak İsviçre’nin Cern şehrinde herkesin katılabildiği bir alışveriş ağı kurulma çalışması yapıldı. Bu çalışma neticesinde sadece İsviçre’den değil, dünyanın farklı yerlerinden bilgisayarların da bu alışveriş ağına bağlanması ile birlikte internetin bugünkü halinin kullanımına başlanmış oldu.

Bu ağ günümüzde o kadar büyüdü ki resmi rakamlara göre tüm dünyanın yüzde 56’sı internet bağlantısına sahip ve bir şekilde hayatlarında interneti kullanıyor. Nitekim bu oran Türkiye’de dünya ortalamasının oldukça üstünde ve Türkiye’nin %75’i internet kullanıyor. 2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan COVID – 19 pandemisi de insanların birbirleri ile temasını azaltma zorunluluğundan dolayı internet kullanımını arttırıcı bir etki göstermiştir şüphesiz. Nitekim bu oranların salgın sonrası ciddi ölçüde arttığını söyleyebiliriz.

Peki, kullandığımız internetin jargonuna ne kadar hakimiz? İnternet bağlantısı ile ilgili temel teknik terimleri ne ölçüde biliyoruz. Biz de bu yazıda internet ile ilgili kısa ve öz bir rehber hazırlamaya çalıştık. Dilerseniz başlayalım.

İnternetin Tarihçesi

Aslına bakılırsa internetin tarihi bir bakıma bilgisayarların tarihi ile özdeştir. Nitekim ilk bilgisayarların kullanılmaya başlanması ile birlikte bu bilgisayarlar arasında veri transferi ihtiyacı da gündeme gelmiştir. Dolayısıyla veri transferinin gündeme gelmesi ile birlikte bilgisayarlar arası ağ kurulması yani internet düşüncesi de zihinlerde oluşmaya başlamıştır.

İlk internet çalışması olan ARPANET (Advanced Research Projects Agency Network), ABD tarafından ordu içerisinde haberleşme sağlanması amacıyla gerçekleştirilen bu projeyle birlikte internetin resmi olarak da temelleri atılmış oldu. Ancak gerek teknik eksiklikleri gerekse de hız problemleri gibi nedenlerle ARPANET başarılı bir proje olamadı. ARPANET üzerinden gönderilen ilk mesaj Kaliforniya Üniversitesi’ndeki bir profesörün bilgisayarına gönderilmiştir.

ARPANET’in bu teknik problemleriyle karşılaşılmasıyla birlikte ağın geliştirilmesine çalışılmıştır. 1981 yılında yapılan bu çalışmalar netice vererek ARPANET’in daha büyük ve gelişmiş ağlarla bağlantısının kurulması başarıldı.

Sonrasında Avrupa’da yürütülen ve yukarıda bahsettiğimiz İsviçre’nin Cern şehrinde yaratılan alışveriş ağı ile birlikte modern anlamda internetin temelleri atılmış oldu.

İnternetin Çalışma Mantığı

Aslına bakılırsa her ne kadar ilk internet ağının üretilmesi 1989 yılına dayansa da internetin gündelik hayat içerisinde yer alması 1998 yılına kadar mümkün olmamıştır.

İnternet kelimesi İngilizce, interconnected networks, yani bağlantılandırılmış ağlar kelimelerinin ilk heceleri birleştirilerek oluşturulmuş ve kelime anlamı olarak da ağlar arasında gibi bir çeviriyle ifade edilebilecek bir sözcüktür.

Öncelikle internete bağlanacağınız cihazlarla sağlayacağınız bağlantı internet servis sağlayıcısı (İSS) üzerinden gerçekleşir. Bağlandığınız bu ilk ağ ile ilk olarak bir yerel ağ bağlantısının (LAN – Local Area Network) parçası olunur. Bu yerel ağ servis sağlayıcısının bağlı olduğu ağdır. Aynı zamanda servis sağlayıcısı da daha büyük bir ağın parçasıdır. Buradan anlaşılacağı üzere aslında bütünüyle tek bir parçadan oluşan bir ağ ile internete bağlanma gibi bir şey söz konusu değildir. İnternet bağlantısı küçük ağların kendilerinden daha büyük ağlara onların da daha büyük ağlara bağlanmasıyla gerçekleşmektedir.

İnternet servis sağlayıcısı olan şirketlerin bölgesel olarak onlara ayrılmış teknik olarak backbone denilen fiziksel altyapıları mevcuttur. Bu altyapıda POP ismi verilen Türkçeye sunucu veya sunum noktası olarak çevrilebilecek o servis sağlayıcının kullanıcılarının servis sağlayıcının ağına erişebileceği noktalar mevcuttur.

Bu bağlantı, genel olarak bir telefon numarası ya da şirketin ağı için atanmış bir özel hat marifetiyle giderilmektedir. Birbirlerine bağlanan bu ağların bütünü de başlı başına interneti meydana getirmektedir.

İnternet servis sağlayıcılarının diğer ağlarla bağlantıya geçtiği noktalara NAP (Network Access Point) ismi verilir. Bu ağlar katmanlar şeklinde birbirine bağlanmaktadır. Bu noktada birbirlerine bağlı olan bütün bu ağlar arasında iletilecek verilerin transfer rotasını ise router adı verilen yönlendirici bilgisayarlardır. İnternet bağlantısı kullanımında routerlar olmazsa olmazdır. Zira bir bilginin bir yerden diğer yere doğru bir şekilde ulaşmasını routerlar sağlamaktadır.

IP Nedir?

Şu ana kadar anlattığımız şeyler çok teknik gelmiş olabilir. Ancak konunun ne denli teknik bir mesele olduğunu görebilme adına bunların bilinmesi de zorunludur.

Şimdiyse bütün internet kullanıcılarının hakkında az çok bilgi sahibi olduğu bir kavram var: İnternet Protokolü, yani halk arasındaki adıyla IP.

Bu internet protokolü numarası, internete bağlanan tüm bilgisayarların kendilerine has numaralarıdır. Bu numaralar sayesinde internette yapılan işlemleri hangi cihazların yaptığı tespit edilebilmektedir. Tıpkı bir üniversite öğrencisinin öğrenci numarasının olması gibi işlem gören IP numaraları, cihaza özeldir.

Bu IP numaralarının bildiğimiz alfabetik gösterimine ise DNS adı verilir. DNS, İngilizcedeki Domain Name System kelimelerinin ilk harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Türkçe olaraksa alan isimlendirme sistemi olarak ifade edilebilir.

DNS sayesinde hangi adresin IP’si nedir veya hangi IP hangi bilgisayara aittir tüm bunlar anlaşılır hale döner. Aslında internet sitelerinin adresleri DNS’e tipik bir örnektir. Örneğin; google.com adresinden Google’un IP numarasını yazmadan o siteye ulaşmamızı sağlayan sistemin adına DNS diyebiliriz.

İnternet Bağlantı Hızı

İnternetle ilgili en çok merak edilen konulardan biri de internet hızıdır. Zira günümüzde yavaş internet bağlantısı gerçekten çok can sıkıcı olabilmektedir.

İnternet hız birimi Mbps yani Megabit per second olarak ifade edilir. Bu birim, bir saniyede gönderilen megabit oranını göstermektedir.

Halihazırda dünyanın çoğunluğundaki internet bağlantıları bakır kablolar ile sağlanmaktadır. Ancak bakır kabloların hammadde özelliği gereği çıkabileceği belli bir üst sınır vardır. Bunun ötesindeki bağlantı hızına geçmek içinse oldukça yeni bir teknoloji olan fiber teknolojisi geliştirilmiştir. Fiber optik cam kablolar ile internet bağlantısı sağlanan fiber internet altyapısı halihazırda internete bağlanmanın en hızlı yoludur.

Bakır kablolar ile maksimum verim alınabilen bağlantı türü VDSL bağlantısıdır. Ancak bakırın özelliği gereği kaynaktan uzaklaştıkça direnci artmaktadır. Bu da kaynaktan uzak bir yerden internete bağlanma esnasında kesilmelerin meydana gelmesine sebebiyet vermektedir. Bakır kablo ile en yüksek hıza ulaşmak kaynağa yakın olmasına bağlı olarak VDSL bağlantı ile maksimum 100 Mbps olabilirken fiber bağlantı için 100 Mbps düşük sayılabilecek bir hızdır.

İnternet bağlantı hızı ile ilgili en önemli konu, internetin kullanıcıya ulaştırılmasını sağlayan altyapıdır. Bu altyapıda da fiber ve bakır gibi iki seçenek vardır.

Güncel internet hızını merak edenler içinse halihazırdaki internet hızını ölçen internet siteleri mevcuttur. İnternet bağlantı hızını merak edenler için speedtest.net adresinden internet hız testi yapılması mümkündür. Bu sayede halihazırdaki internet hızınıza ilişkin bilgi edinerek daha yüksek hızlara gereksinimizin olup olmadığını gözleyebilirsiniz.

ADSL ile VDSL Farkı Nedir?

Yukarıda ADSL ve VDSL bağlantıların her ikisinin de bakır kablolar kullanılarak yapılan bağlantı türlerinden olduğunu belirttik. Peki, bu iki bağlantı türünün her ikisi de aynı altyapıdan sağlanıyorsa aralarındaki hız farkı neden mevcuttur? Gelin bu soruya cevap arayalım.

Aslına bakıldığında ADSL bağlantı sadece bakır kablolar ile sunulmaktadır. VDSL’de ise durum şu açıdan farklıdır.

VDSL bağlantıda internet servis sağlayıcının NAP’sine kadar gelen bağlantı fiber kablolar ile sağlanmaktadır. Bu NAP’den kullanıcılara dağılan hattaki veri transferiyse bakır kablolar aracılığıyla yapılmaktadır.

Dolayısıyla bu noktada özellikle servis sağlayıcının bağlantı noktasına çok yakın olan kullanıcıların internet hızları neredeyse fiberle eşdeğer seviyelere çıkabilmektedir.

ADSL’de ise NAP’ye gelen bağlantıda oradan dağılan bağlantıda bakır kablolar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla bakır kablonun direnç problemlerini özellikle kaynağa uzak olan kullanıcılar ciddi ölçüde yaşamaktadır.

Yorum yapmak için tıklayın.

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı