Cebinizde paranız hazır ve aklınızdaki aracı satın almak istiyorsunuz. Genellikle ülkemizde bir çok kişi ikinci el araç almak istediğinde sahibinden.com gibi e-ticaret sitelerinden araştırarak satın alır. Bazen de çevremizden tanıdık birilerinden beğendiğimiz aracı satın almak isteriz. Ancak her durumda bilmeniz gereken bazı konular hakkında bilgi vermeye çalışayım.
1- Her zaman için doğrudan aracın sahibi ile görüşerek araç hakkında bilgi alın. Vay efendim yeğenim, amcamın oğlu, samimi arkadaşım felan laflarına aldanmayın. Aracı kim kullanıyorsa ve kullanmaya devam ediyorsa yüz-yüze görüşün. Bu olanağınız olmasa mümkünse öncelikli olarak telefonla detaylı bilgi alın. Mesajla vs. sadece ilk başta iletişim kurun. Aracın aklınıza takılabilecek sorunları hakkında bilgi alın. Aracın marka, model, paketi, motor durumu, kazası, boyalı veya değişen parçası, sis farları, kilometresi, trafiğe çıkış tarihi, donanım özellikleri, nerede kullanıldığı, yakıt yakma durumu gibi. Hatta triger setinin değişim zamanı, yağ/bakım zamanı, yağ yakıp (eksiltip-eksiltmediği) yakmadığı konusunda sorularınızı sorun. İlk aracınızı alıyorsanız ve araçlar konusunda pek bilginiz yoksa mümkünse 85 bin km’den düşük bir araç alın. Ne kadar km düşük ise o kadar az sorun demektir. Sonradan öyle-böyle satma isteğiniz olacaktır. Bu nedenle çok tercih edilen ve satması kolay bir araç alın. Özellikle yakıtı tüketimi fazla bir araç satmak istediğinizde daha geç satabilirsiniz. Fiyat konusunda piyasayı iyi araştırın. Alabileceğiniz en uygun seçeneği seçin. Donanım olarak araçlar A, B, C, D, E gibi segmentlere ayrılırlar. Mesela C sınıfı bir araç A ve B araçlarına göre daha geniş ve daha konforludur. Uzun yollarda kullanacaksanız Dizel, C veya E sınıfı tercih edin. Daha fazla konfor sağlayacaktır. Şehir içinde kullanacaksanız motoru küçük B sınıfı araba tercih edebilirsiniz. Bayan kullanımına göre A sınıfı alabilirsiniz. Bunlar iç hacim olarak birbirlerinden farklıdır. Şahsi fikrim A, B sınıfı bir araçla şehirlerarası yolculuk çileye dönüşür. Tüm kasisleri hissederek seyahat eder, çevre ve lastik seslerini kulağınızda hissedersiniz. Ama az yaksın ve şehir içi kullanırım diyorsanız en uygunu A ve B sınıfı düşük motorlu araçlardır. Hem az yakar hemde vergisi daha düşüktür.
2- Satın almak istediğiniz aracın ruhsatını kesinlikle (vermezse şasi nosunu) isteyin veya telefonunuzla fotoğrafını çekin. Bir nüshası gerekirse fotokopisi daima sizde kalsın. Aracı öncelikle kazası-belası varmı sorgulatın. Hem aracın plakasını hemde şase numarası ile 5664 numarasına mesaj göndererek sorgulatın. Hasar geçmişini plaka ile sorgulamak için aracın PLAKA NO’sunu yazıp 5664‘e gönderebilirsiniz. Örneğin; 01ABC123 yazıp 5664’e gönderin. Hasar geçmişini şase ile sorgulamak için HASAR S boşluk ŞASİ NO yazıp 5664‘e gönderebilirsiniz; HASAR S VF35ABCDE1F123456 yazıp 5664’e gönderin. Bu iki sorgulamayı (plaka ve şasi) kesinlikle yapın. Böylece aracın daha önce karışmış olduğu kazalara ait bilgileri göreceksiniz. Burada unutmamanız gereken bir durum var. Örneğin araç bir kazaya karışmış ve hata sizin araç olarak gösterildiyse karşı aracın masrafları alacağınız aracın sigortasından kesileceği için o aracın masraflarıda tramer kayıtlarında görünecektir. Araç plakasını kapatan satıcılardan uzak durun. Şahsen özellikle sahibinden.com da plakasını kapatan satıcılardan uzak durmayı tercih ediyorum. Satacağı ürünün kimliğini saklı tutan kişiler varsın başkasına satsın. Madem gizlenecek plakan var trafiğe çıkma o zaman.
3- Aracı görmeye incelemeye hiçbir zaman tek başınıza gitmeyin. Yanınıza bu işten anlayan birileri muhakkak olsun. Aşırı güven çoğu zaman başa bela. Karşıdaki satıcı ile doğrudan aracın daha önce yaşadığı en ufak sorunları konusunda bilgi alın. Aracı iyice inceleyin, kafanıza takılan soruları çekinmeden sorun. Nihayetinde günlerce çalışıp didinip kazandığınız emeğinizin karşılığını birisine vererek ürün alacaksınız. Aracın kaçıncı sahibi olduğunu bir sigortadan veya araç sahibine sorarak öğrenin. Ayrıca ruhsattaki şase numarası ile araç üzerindeki şase numarasını karşılaştırın. Sonra Change denen durumla karşılaşmayın. Çok pinpiriklenmeyin tabi. Sahibine de fazla belli etmeyin adamı boş yere kasmayın.
4- Sahibi ile görüştünüz, aracı incelediniz, aracı beğendiğiniz, satın almayı düşünüyorsunuz. Bu durumda kesinlikle ama kesinlikle işini doğru yapan 100-250 TL’ye bir oto expertize giderek aracın expertiz raporunu çıkartın. Bu oto expertiz araç sahibinin size önerdiği değilde bizzat kendi öğrendiğiniz yere gidin. Oto expertiz dediğimiz şey aracın tüm donanımsal ve fiziksel özelliklerini kontrol ederek bir arıza olup olmadığını, boya-badana yapılmış mı, değişen parçası var mı, daha önce en ufak bir tamirat görmüş mü kontrol eden ve size yazılı rapor veren servislerdir. Expertiz raporunun bu kadar önemli olmasının elbette bir çok nedeni var. Bazı satıcılar “yaw arabamı çocuk çizdi o yüzden boyadık” gibi laflar etmiyor değiller. Hatta bazen sadece “ön tampon değişti, zaten exper bunları önemsemiyor, hem zaten plastik aksam” gibi cümleler sarfediliyor. Bu cümlelere karnınız tok olsun. Bazen araç dışardan bakınca tabiri caizse cillop gibi görünüyor ama o ufak çizik parçasına tanker girdiğini sonradan öğrenebiliyorsunuz. Ayrıca –bu biraz güven meselesi- satıcı satmak istediği aracı tanıdığı bir oto expertize götürüyor. Expertizde bu araba muhteşem deyip işin içinden çıkabiliyor. Hatta aracın bir eklentisi orijinal parça ile değiştiğinde aracın boyanmadığı anlaşılıyor. Ancak oto expertiz servisi bunu rahatlıkla oryaya çıkarabiliyor. Aracın motor yüzdesi kesinlikle öğrenmeniz gereken bir değer. Örneğin; 100 km’de ki bir araç yaklaşık %85 olmalı, 200 km’de %70 olmalı, 300 km’de %65 olmalıdır. Bu değerler motorun performansını gösterir. Unutmadan eğer araç sahibinin dediği gibiyse –ki bunu başta anlaşın- expertiz ücretini siz veriyorsunuz. Yok sahibinin dediği başka sorunlar varsa gerekirse ücreti satıcının ödeyeceğini baştan konuşun.
5- İlk olarak araç km’si sıfırlama ile ilgili bilgi vereyim. Bazı –kendini bilmez kurnaz kişiler- örneğin 250 bin km’deki aracın kilometresini 150 bine çekip öyle satıyor. Eski araçlar için bunu anlamak pek mümkün değil. Zaten bunu anlayacak çok az servis var. Bu iş öyle yaygın hale geldi ki gerçekten iş çığırından çıktı diyebilirim. Taksi çıkması mı ararsın, aracı bir yılda 7/24 kullanıp kilometreyi tavan yapıp sonra düşüren mi ararsın yok yok yani. Mesela araç bakıyorsunuz 2017 model araç 25.000 km’de. Her şey normal gibi ama aslında araç belki 100.000’de belki daha fazla. Kilometresini çeşitli –yasadışı- yöntemlerde düşürüp aracı bir güzel bakıma/temizliğe sokup araç daha yeniymiş gibi satıyorlar. Hatta kaputu açtığınızda araç sıfırdan farkı yok gibi duruyor. Bunu bilmenizde fayda var diye düşünüyorum. Bizler olaylara masumane baktığımız için gerçekleri bazen göremiyoruz. Aracın muayene bilgilerinde kaçıncı km’de muayene olduğu yazar. Ancak sıfır alınan bir aracın muayenesi 3 yıl sonra olduğu için sisteme de işlenmiyor. Bu nedenle özellikle ilk sahibinden almaya özen göstermenizi tavsiye ediyorum. Bu arada sonradan km’si düşürüldüğü anlaşılırsa sahibini dava edip paranızı geri alabilir veya uzlaşma yoluna gidebilirsiniz. Bu konuda kanuni güvenceniz var.
6– Araç sahibinin kanıtlayabildiği ufak tefek çarpmalar veya boyalar çok sorun değil. Hatta varsa kaza fotoğraflarına bakın. Bir aracın boyalı olduğu her zaman büyük sorunlar olduğu anlamına gelmiyor. Çamurluklar vs. boyanmış olabilir. Burada dikkat etmeniz gereken katakulliye denk gelmemek için ince eleyip sık dokumak. Ancak değişen parça varsa biraz daha dikkat etmenizde fayda var. Bir aracın kaportasında değişen parça demek ciddi bir kaza olduğuna işarettir. Özellikle ön kaputlar ile tavan boyandıysa, hava yastıkları patlamışsa ve direklerle oynanmışsa kesinlikle uzak durun derim. Hele ki bel-altı boya dediğimiz araçlar sıkıntılı araçlardır. Bu tip araçlar aklınıza gelmeyen sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Vay efendim saksı düştü, yoksa güneş yanığı vardı boyadık, üstüne yanan bir şey düştü vs. konularını açtırmayın bile. Hele ki “sigorta şişirdi efenim” cümleleri artık moda oldu. Birileri sigorta şişirdi cümlesine kızacak ama emin olun ilk kez araba alıyorsanız veya bu konuda bilgi sahibi değilseniz bu araçlar size göre değil. Ha bazı kişiler ucuza almak veya sonradan satmak için özellikle hasarlı araç ararlar. Ancak bu insanlar araçlar konusunda genellikle bilgi sahibi olan kişiler. Aracı inceleyip ona göre fiyat biçerler.
7- Kaparo konusuna gelince. Kaparo’nun anlamı ben bu aracı alacağım, kimseye satma anlamına gelen taahhüt ücretidir. Sonradan hiçbir neden yokken vazgeçerseniz araç sahibi bunu size geri ödemeyebilir. Buna hakkı var. Haa deyip kimseye kaparo yollamayın. Alacağınız araç konusunda eminseniz evet işte almak istediğim araba bu dediğinizde kaparo verebilirsiniz. Kaparoyu da mümkünse bankadan havale veya eft ile açıklama kısmına plaka ve kaparo ücreti diye yazarak gönderin. Sonradan bir sorun olduğunda geri alabilesiniz diye. En azından kanıt olarak kalır. Kaparoyuda 250-1000 TL arasında tutun. Gönderebileceğiniz en az tutarı göndermeye çalışın. Çok güvenilir bir tanıdıksa elden ödeme yapabilirsiniz. Ama her zaman eft/havale ile göndermenizi tavsiye ederim. Diyelim sahibinin size beyan etmediği ve aracı almaktan vazgeçirecek bir sorun çıktı o zaman kaparoyu geri isteyin. Durup dururken ben beğenmedim, vazgeçtim derseniz araç sahibi kaparoyu vermeyebilir.
8- Araçta çıkan ve sahibinin belirtmediği –extra boya, değişen vs.- çıkarsa fiyatta pazarlık yaparak düşürün. Örneğin bir çamurluk boyalı dedi ancak üç çamurluk boyalı çıktı, araçta hız sabitleyici var dedi baktınız yok. Bu durumda vazgeçebilir veya fiyatı indirebilirsiniz.
9- Pazarlık daima araç başında yapılır. Telefonda kimseye fiyat sözü vermeyin. Araç ne olursa olsun, istediğiniz rakama yakın bir fiyat varsa ve sahibinin vermek istediği rakamı az-buçuk görüşerek öğrendiyseniz aracı inceledikten sonra pazarlık yapın. Pazarlıktan anlamıyorsanız bu konuda deneyimli biri ile yapın. Acele etmeyin. Kimsenin bir yere kaçtığı yok. Paranız cebinizde olduğu sürece her zaman en uygun seçeneği bulmaya çalışın. Almak istediğiniz modeli inceleyin, eksi-artılarını öğrenin. Videolarını izleyin, kronik sorunlarını forumlardan takip edin. İstediğiniz özelliklerin bulunup bulunmadığına bakın. Örneğin; hız sabitleyici, yokuş kalkış desteği, benzin-dizel olması, kararan dikiz aynası, otomatik lamba sensörleri, hava yastıkları, NPAC testleri, yakıt tüketimi, varsa LGP markası, USB bağlantıları, sis farları, yağmur sensörleri, ısıtmalı koltuk vs.
10- Satın alacağınız aracın motoruna göre yıllık iki kez MTV vergisi ödendiğini unutmayın. Böylelikle yıllık vergilerini düşünmenizde fayda var. Aracın yakıt yakma durumunu çeşitli forumlardan öğrenin. Benzin/Dizel yakıt artık hiçte küçümsenmeyecek fiyatlarda satılıyor. İlk başta önemsiz gibi geliyor. Ancak sürekli araba kullanmaya başladığınızda aracın ekstra bir maliyet çıkardığını göreceksiniz. Aracın beygir ve tork durumunu öğrenin. Sonra neden rampada 2. viteste çıkıyorum die veryansın etmeyin. Beygir ve torku ne kadar yüksekse araç o derece güçlü oluyor. Aracın yıllık vergisi, zorunlu trafik sigortası, kaskosu, muayenesi, bakımı vs. hesaba katmanız gerekiyor. Bunlar her zaman karşınıza ek maliyet olarak çıkacaktır.
11- Aracı kullanın ve mümkünse uzunca biraz test edin. Durma mesafesi, araç hızı, motor sesi, lastikleri, klima ve tam manevra durumu gibi. Hatta aracı birazcık zorlayın. Çıkan sesleri kontrol edin. Birkaç kez kontağı kapatıp açın. Hemen çalışıyor mu? Rampada çıkışını kontrol edin. Kalkışını deneyin. Düz istikamette direksiyonu (kontrollü) bırakın sağa sola çekiyor mu? 1. Viteste el freni çekili kalkmayı deneyin. El freni durumunu gözlemleyin.
12- Herşey tamam, aracı almaya karar verdiniz. Aracın yasal sahibi ve araç ile birlikte NOTER’e gideceksiniz. Eğer noterde aracın vergisi (MTV) verilmemiş veya zorunlu trafik sigortası yoksa sahibinden yatırmasını isteyin. Bu ücretler önceden anlaşma yapılmadıysa ödeme sahibine aittir. Bunlar ödenmeden satış yapılmaz. Araç sahibi ruhsatı ve TC. kimliğini NOTER’e verir ve NOTER aracın satılmasında sakınca yoktur dediğinde, anlaşılan ücret sahibine verilir (kaparo verildiyse kaparodan düşülerek) ve satış işlemleri başlatılır. Burada en önemli konu paranın ne zaman verileceğidir. Para noter sorun yok dediğinde satış işlemini başlatıyorum dediğinde ücret verilir. Çok az bir ücret ise elden verilebilir. Ancak yüksek meblağ verecekseniz –dolandırılma ihitmaline karşı- Mobil bankacılık kullanarak EFT/Havale yapmanızı tavsiye ediyorum. Artık bir çok kişide akıllı telefon bulunuyor ve her akıllı telefonun mobil bankacılık uygulaması bulunuyor. Ayrıca bankanızdan mümkünse gönderim limitini arttırmayı unutmayınız. Örneğin 50 bin TL’lik havale/eft yapacaksınız. Mobil banka buna izin vermeyebilir. Bu nedenle bankadan açtırmanız gerekiyor. Bu bilgiyi şubenizden veya telefonla müşteri hizmetlerinden öğrenebilirsiniz. Eğer içinizde kuşkular varsa bankanızdan bloke çek yaptırabilirsiniz. Ancak bunun ücreti (masrafı) biraz fazla oluyor. Pek çok kişi bu yola başvurmuyor. Bloke çekte aracı satın aldığınız kişi noter satış belgesini bankaya götürür ve banka ödemeyi yapar.
Yüksek meblağlarda elden teslimlerde biraz sorun yaşanabiliyor. Hem sayması zor oluyor hemde içerisinden sahte para çıkma ihtimali olduğunda işin içinden çıkılmıyor.
Anlatacaklarım bu kadar. Varsa paylaşmak istediğiniz yorum kısmına bizimle paylaşabilirsiniz. Eksik veya yanlış olan cümleler hakkında bizi uyarırsanız sevinirim. Selametle.