Epigenetik Nedir?
Epigenetik, DNA dizisindeki değişikliklerden kaynaklanmayan, ama aynı zamanda nesilden nesile aktarılabilen gen ifadesi değişikliklerini inceleyen bilim dalıdır. Yani DNA dizisi hiçbir şekilde değişmezken bazı genler çok veya az çalışabiliyor bu da görünüşte bazı değişikliklere yol açabiliyor. Bu durumda beslenme alışkanlığı, zararlı madde kullanımı, spor hatta iklim bile etkili.
Epigenetik kavramını daha iyi anlayabilmek için meşhur epigenetik hikayesine bir göz atalım.
Darwin ile Freud bir gün beraber içmeye gitmişler orada sohbet ederlerken bir kadın yanlarına gelmiş ve kızından bahsetmiş: “Ey yeryüzünün en büyük dâhileri, kızımın bir derdi var, bu derdin nedenini ancak siz bilebilirsiniz.”
Darwin ve Freud merakla sormuşlar “Kızınızın neyi var?”
“Kızım çok mutsuz, kötümser, kavgacı, beni deli ediyor”.
Darwin hiç düşünmeden yanıtlamış, “kızınızın sorunu, genetik”
Freud ise “hayır” demiş, “sorun anneden kaynaklanıyor.”
Anne şaşırmış, çaresizce sormuş, “hanginiz doğru söylüyor?”
Tam o sırada yoldan geçen Conrad Waddington soruyu yanıtlamış, “ikisi de doğru söylüyor hanımefendi, sorun epigenetik”.
Biraz Daha Derinlemesine Epigenetik
Gen haritaları çıkarıldığında hastalığın olduğu yer bilinecek kişilere göre tedaviler uygulanacak, genetik hastalıklar tamamen yok olacak deniliyordu. Ama hesaba katılmayan şey epigenetik faktörlerdi. Yani çevre tahmin edilenden daha çok insanların genetiğini etkileyebiliyordu. Yanıtlanması gereken o kadar fazla soru var ki!
Son yıllarda kanser biyologları bu hastalığın klasik genetikle açıklanamayacağını savunmaya başladılar.Onlara göre kanser ve çeşitleri DNA metilasyonu, histon modifikasyonları, nükleozom konumlandırma, kodlama yapmayan RNA’lar ve mikroRNA ekspresyonundaki değişiklikleri kapsayan epigenetik mekanizmalarla birlikte değerlendirilmelidir.
Epigenetik Çalışmaları
Duke Üniversitesi’nden Randy Jirtle ve Dana Dolinoy, tek yumurta ikizi olan yani herşeyiyle birebir aynı olan ikiz farelerin dış görünüşünde ve hastalıklara yakalanma oralnalarında farklılık görüyorlar. Birinin rengi kahverengiye dönerken ki bu normal bir renk kabul ediliyor dğerinşn rengi sarıya dönmeye başlıyor. Sarı fare çok kilo almaya başlıyor. Dolayısıyla diyabet ve kanser riski artmış oluyor.Kıl renkleri de farklı olan bu farelerde,çalışmaların ilerleyen aşamalarında “agoti” adlı, kıllara renk veren genin sarı farede aktifken, kahverengi ikizinde susmuş vaziyette olduğu belirlenmiştir. Peki neden? Araştırmacılar bu durumun annenin beslenmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını merak ediyorlar ve bisfenol A (BPA) adı verilen plastik şişelerde, plastik gıda ambalajlarında hatta biberonlarda bile bulunan kimyasalla deneylere başlıyorlar. Hamilelik esnasındafarelerin besinlerine BPA eklendiği zaman, sarı renkli obez yavruların sayısının oldukça arttığı görülmüştür. Bu durumu, annenin besinindeki BPA’nın doğacak olan yavruların kıl rengini belirleyen genin çalışmasını etkilemesi olarak açıklamışlardır. Bu deneyin devamında farklı maddeler ekleyerek durumun nedenini açıklamaya çalışmışlar. İşte bu çalışma epigenetik olarak bir durumun en güzel açıklaması.
Sonuç Olarak;
Epigenetikle beraber bizim bildiğimizin çok ötesinde yeni bir bakış açısı geldi. Açıklanamayan tuhaf durumlara bir cevap oldu. Günümüzde de devam eden çalışmaların ışığında, bazı kalıtsal hastalıklar ve kanser gibi mekanizmaları artık tam olarak anlayabileceğiz.