Doku Mühendisliği kavramı ilk olarak 1993 yılında Langer ve Vacanti tarafından bir iskele ile veya iskele olmadan hücre transplantasyonu ile yeni doku ve organların oluşturulması süreci için kullanılmıştır. Bilindiği gibi yapay organa giden zorlu yolda yıllardır doku mühendisliği en iyi yol arkadaşı oldu. Çoğu zorluk sıkıntı hatta imkansızlığa rağmen doku mühendisliği hala popüler bir konu. Klasik bir anlatımla basitçe doku mühendisliği,
- Kullanılacak hücrelerin elde edilmesi,
- Bu hücrelerin kültür ortamında çoğaltılması
- Taşıyıcı iskelet üzerine ekilmesi
- Taşıyıcı iskelet üzerine tekrar kültüre edilip istenen üç boyutlu yapıyı kazanması
- Hastaya aktarımıyla son buluyor ve iyileşme uyum süreci başlamış oluyor.
Günümüzde özellikle kök hücre çalışmaları iskele yapılandırılmasında hücre kültürü şartlarında kullanılarak en ideal üç boyutlu doku iskeleleri üretilmektedir. Halen bu iskele üretiminde hayvansal kaynaklı mı yoksa polimerden üretilen iskelelerin mi daha iyi olduğu tartışma konusudur. Bence bu sorunun bir cevabı yok hatta olamaz. Çünü insan komplex bir organzima ve her dokusu ayrı bir dünyaa. Bu durumda yüzlerce polimer içerisinden en iyisi x tir diye bir cümle kurulması doğru olmaz. X polimeri en iyi Y dokusunda sonuç verirken başka bir dokuda işe yaramayabilir.
İskele üretiminden sonra kullanılacak hücre doku teknikleriyle ekilen hücrelerle gerçek dokuyu biyomimetik olarak taklit etmek amaçlanıyor. Çok fazla yöntem çok fazla malzeme özelliği var. Bilim insanları en idealini bulmak için çok fazla çaba sarfediyor.
Peki doku mühendisliği adına yapılan bu çalışmalar bizi yapay organa götürecek mi? Gelecekte bir gün gerçekten de lazım olduğunda kendi doku örneklerimizle tek tuşa basmayla bir kalp bir karaciğer elde edebilecek miyiz?
Bu harika bir hayal.. Hele de uzun organ nakil listelerinde sıra beklerken mücade eden insanlar için harikanın da ötesinde bir hayal.. Bir gün bu hayali gerçek yapmak tabii ki biyomühendislerin elinde. Bu konuda istikralı şekilde çalışan çok sayıda isimsiz kahraman var. Adım adım yavaş yavaş ilerliyorlar ama sağlam ilerliyorlar. Gelecekte kolay bir şekilde organ üretimi söz konusu.. Bu ihtimal bile insanı heyecanlandırıyor.