Merhabalar…Öncelikle bu yazı ile akademik kariyer düşünenlere bir nebze olsun faydalı olabilmek için bazı genel bilgiler vermeye ve naçizane tavsiyelerde bulunmaya çalışacağız.
Doktora genel anlamıyla en yüksek seviyeli akademik derecedir, bir lisans veya yüksek lisansı bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir eserle erişilen bir derece veya basamaktır. Doktora öğrenciye, bir konu hakkında inceleme yapma araştırma yapma o konuda yorum yapabilme yeteneği kazandırır.
Doktorayı başarıyla tamamlayanlar doktora diplomasını alıp doktor ünvanını kazanırlar. Bu ünvanın evrensel literatürdeki karşılığı PhD (Doctor of Philosophy) dir. YÖK’ün belirlediği şartlara göre doktoraya başvurmak için lisans mezunu olarak başvuruyorsanız eğer ALES’ten en az 70 puan, yüksek lisans mezunu olarak başvuruyorsanız da en az 55 puan almanız gerekmektedir ve yabancı dil puanının en az 55 olması gerekmektedir. Ayrıca bunlara ek olarak bazı üniversitelerde mülakat gibi şartta bulunmaktadır bu biraz daha başvuruyu zorlaştırabilmektedir.
Buraya kadar işin prosedür kısmından bahsetmeye çalıştık peki bu programa yerleştiğinizde nelerle karşılaşacaksınız biraz da bundan bahsedelim;
Danışman hoca seçimi; yüksek lisans ve doktoraya başlamadan önce danışman seçimi oldukça önemli hatta en önemli seçim demekle abartmış olmam. Çünkü çalışmalarınızı hocayla yürüteceksiniz, o ne çalışmanız gerektiğini söylerse onu yapacaksınız ‘şunu çalışalım, bunu çalışalım, yok bu böyle olmamış baştan yapalım’ vs…Hiç bıkmadan usanmadan hocanın söylediği bütün çalışmaları yapmak zorundasınız yok ben bu çalışmayı yapmıyorum dediğinizde hocayla aranızdaki ipler kopar ve düğüm atsanız da eskisi gibi olmaz, doktora da biraz zor biter. Sabırla, saygınızı kaybetmeden çalışmaya devam edin yoksa doktora eziyete dönüşür ve hayattan zevk alamaz duruma gelirsiniz hatta doktorayı da yarıda bırakabilirsiniz. Bunun yanı sıra danışmanın yardımcı doçent, doçent olması da yararınıza olabilir. Çünkü bu ünvandaki hocalar ilerlemek için makale çalışması yapmak zorunda bu da sizi çalıştırması ve dolayısıyla makalelerde sizin de isminizin olması demektir. Bu size büyük yarar sağlar. Danışmanınız profesör olduğunda tabiri caizse ununu eleyip eleğini astıkları için makale onlar için çokta bi anlam ifade etmez J hepsi için demiyorum tabiki istisnai durum yok değil çalışmalarına devam edip öğrencilerine makale konusunda destek olanlar da azımsanmayacak kadar çoktur. Ve tabii onların deneyimi, bilgisi, tecrübesi göz ardı edilemez. Eğer aksi bir durum olursa kendiniz çalışma yapıp makale yazmak zorunda kalabilirsiniz. E tabi bu kötü bir durum değil kendinizi daha iyi geliştirmenizi sağlar fakat sizi çok fazla yorar. Bütün bu nedenlerden dolayı danışman seçimi yapmadan önce iyice bir araştırma yapıp o hocanın çalışmalarını araştırıp, çalışmaları size cazip gelen evet ben bu hoca ile çalışma yapabilirim dediğiniz danışmanı tercih etmelisiniz bu söylediklerimi dikkate almanız size çok fayda sağlayacak emin olun!
Laboratuvar ortamı; çalışma yaptığınız laboratuvar ortamı sizin bir nevi eviniz gibi oluyor. Çünkü günün çoğu saatini evden çok orada geçiriyorsunuz. Tabi laboratuvardaki çalışma arkadaşları da sizin için şansta olabilir size orayı zehir de edebilir. Eğer sizi rakip görüyorsa sizin önünüze sürekli taş koyabilir, çalışmalarınıza suikast düzenleyebilir J ilerlememeniz için elinden geleni yapar. Eğer laboratuvardaki arkadaşlarınızla iyi anlaşır, ortak çalışmalar yapar, onu bir rakip olarak değil de yol arkadaşınız olarak görürseniz çalışmalar zevkli geçer, güzel bir şekilde ilerler. İnanın böyle olursa abartmıyorum laboratuvar sizin için eğlence merkezi olur.
Sözlü ve poster sunum yapın; bu işin içine girdiğinizde mutlaka şehir içi, yurt içi, imkanınız varsa yurt dışı ulusal ve uluslararası katılımlı sempozyum ve kongreleri takip edin, katılın. Sözlü sunum yaptığınızda kendinize olan güveninizin iki kat arttığını göreceksiniz. Bu ortamlara girdiğinizde hiç tanımadığınız hocalarla çalışmalarınızı paylaşabilir onlardan fikirler alabilir ve çalışmanızı daha da geliştirebilirsiniz. Ayrıca farklı üniversitelerden gelen hocalarla ortak çalışmalar da yapabilirsiniz. Bu da bir sürü makale demek, kabarık bir cv demek ve şansınızın daha da artması demek. Bu konularda hiç çekinmeyin girişken olun yok bu hoca falanca üniversiteden beni muhatap almaz demeyin düşündüğünüz gibi olmuyor aksine size elinden geldiğince ilgi alaka gösteriyorlar yeter ki sizde çalışma azmi görsün.
Proje yapın; laboratuvar çalışmalarınızın rahat ilerleyebilmesi için çalışmalarınız için gerekli olan kimyasal malzeme ya da cihaz alımını sağlayabilmek için bilimsel araştırma projesi (BAP), tübitak gibi projeler yapın. BAP projesinin kabul edilmesi biraz daha kolay fakat tübitak biraz daha kapsamlı olduğu için, onun kabulü zor birkaç defa gönderip ret yanıtı alabilirsiniz. Kabul edilirse büyük şans bu proje ile sizde araştırmacı olarak maddi yönden desteklenirsiniz ve bu öğreniminiz boyunca sizi çok rahatlatır.
Maddi kazanç; doktora yaparken hemen hemen asgari ücret kadar olan burs alırsanız az da olsa rahat olursunuz yoksa baba parası yemeye devam edersiniz J ya da ek işte çalışıp doktorayı ikinci plana atarsınız bu da doktorayı bitirme süresinin senelerce uzayacağı anlamına gelir. Yüksek lisansı, doktorayı paraya çevirenler de yok değil. Herhangi bir devlet işinde çalışıp doktorayı sırf maaş farkı alsın diye yapanlar işin farkında olmayan, hakkını vermeyen başkasının da hakkına giren maalesef çok insan var. Doktora yapmanın amacı bu olmamalı gerçekten akademik kariyer düşünen, bu uğurda emek veren insanların hakkı olmalı.
Eveett doktorayı bu aşamalardan geçip 4,5,6 seneye her ne ise bu çalışmalarınızın durumuna göre değişir bitirdiniz. Tezi yazdınız, savunmaya girdiniz, diplomanızı aldınız. Sıra geldi yardımcı doçentlik ya da doçentlik için kadrolara başvurmaya. Bu biraz zor bir süreç hemen kadro verilmeyebilir ilanları takip edip sağa sola çalışma konunuzu cv’nizi bildirip kendinizden haberdar edip bekleyeceksiniz. Ya da dayınız olacak beklemenize gerek kalmadan direkt kadronuzu alacaksınızJ Bu aşamaya geldikten sonra biraz bekleyebilirsiniz hepsi bu boşta kalmazsınız er geç bir yerlere mutlaka girersiniz. Bu aşamada haksızlıklarla da karşılaşacaksınız hakkınız yenecek, hak etmeyenlerin bir yerlere geldiklerini gördüğünüz de moraliniz bozulacak ama hiç umursamayın, siz çalışmanıza devam edin bol bol makale yazın cv’nizi doldurmaya bakın boşverin onları…
Akademik yolculuğun ilk evrelerinden birisi olan doktoradan sonra da sürekli çalışacaksınız. Gece, gündüz, hafta içi, hafta sonu… Memur hayatı gibi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Eve gideyim de oturayım, dinleneyim gibi bir durum yok. Bu duruma katlanabilirim çalışmaktan zevk alıyorum diyorsanız bu işe girin yoksa hiiçç bulaşmayın, dayanamazsınız. Tabii sabır da çok önemli bir husus, hatta bu işin en önemlisi.. Sabrınız yoksa akademisyenliği aklınızdan bile geçirmeyin!
Bütün bu zorluklara rağmen yaptığınız çalışmanın karşılığını aldığınızda, bilime yeni bir şeyler kazandırdığınızda bütün yorgunluğunuzu unutuyorsunuz. Bunun verdiği zevk paha biçilmez…
Son olarak akademik yolculuğa başlayacak olan, bu zorlu yolculukta olan bütün arkadaşlara kolay gelsin…İyi çalışmalar… Başarılar…
Sabrınız sonsuz olsun!…