Yolda yürürken acil bir durumla karşılaştığınız halde yardım etmeden yolunuza devam ettiğiniz hiç oldu mu? Mesela kalp krizi geçiren bir hastayı görüp de etrafta birçok kişi olduğu için yardım etmeyi düşünmediğiniz veya eşi tarafından sokak ortasında şiddete maruz kalan bir kadını görüp etrafı oldukça kalabalık benim yardım etmeme gerek yok deyip yolunuza devam ettiğiniz? Bu sorular sorulduğunda çoğu kişinin vereceği yanıt öyle şey olur mu? Elbette yardım ettim ya da başıma böyle bir durum gelse ambulansı çağırırım, polisi ararım gibi şeyler söyler. Ama durum hiçte böyle değil. Yapılan araştırmalar ve deneyler durumun sandığımızdan çok daha farklı olduğunu gösteriyor. Literatürde bu gibi durumlara “Bystander Etkisi (Seyirci Etkisi)” ya da “Genovese Sendromu’“deniyor.
Sosyal psikolojinin son yıllarda üzerinde en çok durduğu konulardan biri olan bystander etki, kalabalık içinde yardıma muhtaç olan bir insana yardım etmeme, görmezden gelme durumudur. Son yıllarda görsel, yazılı medyada gördüğümüz insanlık ölmüş dedirten olayda meydana gelen durumun tanımı bununla ifade edilir.
İnsanlık denilen kavramın tanımını yitirmeye başladığı, kişinin sadece kendi çıkarlarını düşündüğü güya modernleşen dünyada bu durumun bir belirtisi olan bystander etki ilk olarak John Darley ve Bib Latane tarafından bulunmuştur.
Bystander etkisi New York’ta gerçekleşen bir olaydan sonra bilinmeye başlanmıştır. Olay kısaca şöyle gerçekleşmiştir:
1964 yılında saat 02.30’da çalıştığı yerden evine arabasıyla giden 28 yaşındaki Catherine Kitty Genovese isimli bayan, tecavüzcü katil Winston Moseley tarafından fark edilip takip edilir. Kadına arkadan saldıran cani kadının çığlık atması üzerine kaçar fakat kimsenin umursamadığını görünce tekrar Genovese’nin yanına gelir. Sürünerek evine gitmeye çalışan kadın tekrar bağırıp yardım ister. Bunun üzerine sokaktaki evlerin bazılarının ışıkları yanar. Katil tekrar bıçaklar ve kaçar. Fakat kimse yardıma gelmez. İyice cesaretlenen katil tekrar geri dönüp son bıçak darbelerinde bulunur Genovese can çekişirken tecavüz edip bir miktar da parasını alıp uzaklaşır. Cinayet mahallinde araştırma yapan polis 38 kişinin Genovese’nin yardım çığlığını duyduğunu ama kimsenin yardım etmediğini rapor eder ve tanıklar “herkes camdaydı elbet biri arar diye düşündüm” şeklinde ifade verirler.
Aslında bu olay bizimde son zamanlarda sıkça tanık olduğumuz bir durum. İşte bu cinayet ile birlikte birçok deney ve araştırma konusu gündeme geldi. Böylece etrafta ne kadar çok insan varsa ortamdaki yardım bekleyen kişiye müdahale etme olasılığının da o kadar düştüğü yapılan birçok deneylerle kanıtlanmış oldu.
Gelin seyirci etkisi ile ilgili çok bilinen bir deneyi aktaralım. Duman deneyi. Bu deney şöyle yapılmış. Deneyde bir kişi odaya alınıyor. Bu esnada odaya duman veriliyor ve odadaki kişi bu durumu hemen yetkililere bildiriyor. Fakat odadaki kişi sayısı arttığında bu dumana verilen tepki ve yetkililere bildirme oranının düştüğü görülüyor. Görüldüğü gibi kişi sayısı ile müdahale ters orantılı. Uzmanlara göre bunun nedeni çevredeki kişi sayısı arttıkça sorumluluğun azaldığı olaya müdahale oranının düştüğüdür. Bir diğer neden ise durumun ciddiyeti konusunda kişinin kararsız kalmasıdır. Yani ortada öyle abartılacak, telaşlanacak bir durum yoksa kişi utanç duymaktan çekinebilir. Bu ve bunun gibi yapılan birçok deneyden anlaşılacağı gibi kendimizle baş başa kaldığımızda bahane üretmeden harekete geçmek ne kadar da kolay oluyor.
Evet merhametten, vicdandan yoksun bir çağda yaşıyoruz. Maalesef. Kim olduğumuzu unutturan birçok etmenle karşı karşıyayız. Başarılı olma adına çoğu şeyden vazgeçiyor görmezden geliyoruz. Bencil olduk vesselam!.. Oysa etrafımızda bir sürü şey oluyor. Bir tarafta açlıktan ölenler. Diğer tarafta çocuk istismarcıları, kadına şiddet uygulayan mahlukatlar. vs. vs. Yaşadıklarımıza kayıtsız kalıp “diğerleri yapar” ya da “kimsenin umrunda değil bana ne” deyip olaylara seyirci kalıyoruz. Ama başkalarına attığımız sorumluluklar onların umrunda mı? Tabi ki Hayır..
Peki ne yapmalıyız?
Duyarsız kalmayalım! Şüphesiz insanoğlu görmezden gelmeye, duyarsız kalmaya yatkın bir tür. Seyirci kalma konusu bunu destekler nitelikte. İlk adımı atmakta çekiniyoruz. Ama buna bir son verelim. Adım atalım. Sesimizi çıkaralım. Bırakın kim ne derse desin. Sonucunda bir insanın hayatını değiştirebilir, hayatta kalma şansını artırabiliriz. Bu her şeye değmez mi?.
Gelin yazımızı Einstein’in konuyu özetler nitelikteki sözüyle sonlandıralım;
“Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir”