Bu yazımızda Bitcoin konusuna –az biraz- açıklık kavuşturmaya çalışacağız. Malum bu günlerde herkeste bir Bitcoin muhabbeti almış başını gidiyor. Bir çok kişi “keşke zamanında bizde burdan tarla alsaydık” der gibi hayıflanıp duruyor. Hatta bir çok kişi sağdan soldan Bitcoin/Altcoin almış durumda.
Aslında ülkemizde ve dünyada bir çok kişi şu bitcoin konusunu tam olarak anlamış değil! Çünkü bu olay sanıldığı gibi kolay anlaşılacak bir mevzu değil! Bu işte artık ekran kartından tutun kaçak elektrik lafını bile duymaya bile başladığınıza eminim. Neyse; şimdi size basitçe Bitcoin ile ilgili kısaca bilgi vermeye çalışayım.
Bitcoin dediğimiz şey –artık bir çok ülkede geçerliliği olan- bir dijital para birimi. Bu para biriminin herhangi bir merkez bankası, resmi kurumu vs. yok. Yani tamamen sanal! Cebinizden “al gardaş şurdan 50BTC hamsi ver” diyeceğimiz türden hiç değil.
Haa unutmadan Bitcoin’in sembolü ฿ ve kısaltması BTC ile gösteriliyor.
Bir rivayete göre ABD’li ekonomist, politika danışmanı ve akademisyen olan Richard N. Cooper beyefendi tarafından Rothschild ailesine önerilen bir proje olduğu ve Rothschild ailesinin ise kendine ait uluslararası bankalarda dijital para geliştirmesi için görevlendirdiği iddia ediliyor.
Ancak gelin görün ki bu iddia henüz kanıtlanmış değil. Yine bir ortalıkta dolaşan bir bilgiye göre Satoshi Nakamoto adlı bir şahıs Bitcoin manifestosunu başka bir ifade ile tasarımını yapmış. Ancak dünya üzerinde Bitcoin işiyle uğraşan böyle bir şahıs maalesef yok. Tahminlere göre bu gizemli şahsın sadece kod adı. Hatta bu gizemli adamımızın FBI tarafından yakalanan Silk Road sitesinin kurucusu –at hırsızı- Ross William Ulbricht veya bilgisayar bilimcisi, yazar ve George Washington Üniversitesi’nde eski hukuk profesörü olan Nick Szabo olabileceği düşünülüyor. Ki bana göre muhtemelen Nick Szabo baş şüpheli. Çünkü pröfösörümüzün smart contract bilgisayar protokolü ve dijital para birimi araştırmaları onu en kuvvetli şüpheliler arasına sokuyor. Neyse olayı dağıtmayalım.
Satoshi Nakamoto gayr-ı resmi olarak yaptığı açıklamada “artık ben bu işi bıraktım” benim yerime bakacak kişi Gavin Andresen’dir demiş. Gavin Andresen Bitcoin geliştiricisi olduğunu doğrulamış ancak “ben Satoshi Nakamoto diye birini tanımıyorum” demiş.
Bu arada hatırlatalım Satoshi Nakamoto tahminlere göre 1 milyon üzerinde Bitcoin’e sahip olduğu söyleniyor. Yakında ortaya çıkacağına emin olabilirsiniz.
Şu anda 21 milyon bitcoinin hepsi piyasada değil. Onu hatırlatalım. Ve piyasada olan Bitcoinlerin değeri milyar dolarlarla ifade ediliyor. 1 BTC yani 1 Bitcoin’i TL’ye çevirdiğinizde 60.000 TL gibi bir değeri ortaya çıkıyor. Haliyle yatırım yapanların çoğu (işlem gören borsada) BTC değilde Altcoinleri satın alıyor. Zaten BTC virgülden sonra 100 milyonuncu basamağa kadar birimlere ayrılabiliyor. Muazzam değil mi? Tabi anladıysanız.
Şimdi gelelim şu Bitcoin BTC Madenciliğine! Efenim burada durum sanıldığından daha karmaşık hale geliyor. Çünkü bu işlem öyle aklı-selim bir kişinin yapacağı bir şey değil. Eğer bende BTC Madencisi/Emekçisi olmak istiyorum diyorsanız işiniz gerçekten çok ama çok zor! Çünkü bu işe ilk girişenler zaten zengin oldular. Geri kalanlar ise deyim yerinde ise samanlıkta iğne aramaktan başka bir şey yapmıyorlar.
Bitcoin BTC Madenciliği –sanal alemde- vuku bulan dünyanın en ilginç para kazanma yöntemidir. Buradaki temel amaç elbette ki düşünüleceği gibi Bitcoin (öyle diyelim) elde etmektir. Aynı elinizde dedektörle dağ-bayır-çayır demeden altın madeni aramak gibi güçlü bilgisayarlar ile sayısal veri aramaktan farkı yok. Az önce bahsettiğim samanlıkta iğne arama olayını tam olarak karşılayan bir işlem! Süper ötesi grafik işlemcili bilgisayarlar ile kazmaya başlıyorsunuz. İşte hayatında bir maden ocağının kapısından geçmemiş insanlar bu yöntemle trafo şebekesinden çekebildiği kadar çektiği elektrikle BTC arayıp dururlar. Hatta Çin’de Bitcoin madenciliği yapacam diye çektiği elektrik yüzünden koca bir kasaba yandığı gelen bilgiler arasında. Vay anam vay! Kafanız çorba oldu değil mi?
Neyse size basit bir şekilde anlatayım. Çünkü olayımız çok karışık! Buraya kadar okumakta sizi yormuştur ama emin olun başka türlü anlaşılması çok zor!
Bitcoin üretim işlemine madencilik yani mining deniliyor. Burada sadece Bitcoin üretmek(!) madenciliğin tek amacı değildir. Yani sadece Bitcoin çıkartmak, madencilik yaparak bir miktar Bitcoin elde etmek, madenciliğin ana amacı değildir. Bunu ilk olarak anlamanızda fayda var.
Madencilik (mining), hesaplama yetkisini kullanarak bir işlemi gerçekleştirme, network’ü (sistem ağını) ağını güvenli bir şekilde koruma ve sistemdeki her kullanıcıyı senkronize edilmiş bir hale getirme işlemidir. Sistem tek bir noktadan kontrol edilemediğinden dolayı Bitcoin kullanılan her yerde işlem sürecini çalıştırmak, sistemi gözetmek türü işleri birilerinin bir bedel karşılığında yapması gerekiyor. İşte bu işi yapanlara kısaca madenci deniliyor. Madenciler böyle kazanç sağlıyor. Cazip geldi değil mi?
Şimdi size olayın mantığını anlatalım. Çok uzatmayacağım emin olun.
Bitcoinler herhangi bir merkezden üretilmeyen, torrent’e benzer şekilde noktadan-noktaya dağıtık bir ağ özelliği gösterir. Bu ağ içerisinde yapılan ödemeler diğer noktalara anında ulaşır, böylece hangi noktadan hangi noktaya ödeme yapıldığı anında kayıtlara geçer. Toplanan bu kayıtlar “blok” olarak isimlendirilen yapıların içinde yer alır.
Her bir blok üzerinde çok yüksek işlem gerektiren hash algoritması uygulanarak, belli bir sıfır sayısıyla başlayan ifadenin bulunması istenir. Yaklaşık olarak 10 dakikada bire denk gelen bu işlemi gerçekleştiren ilk kullanıcıya sıfırdan 50 BTC (şu anda 25 BTC) ödül olarak verilir. Böylece Bitcoin’ler emisyona sürülmüş olur. Şimdi madenciliğin nasıl kazandığını az-biraz anlamışsınızdır.
Her blok kendisinden önce gelen en son bloğun da hash ifadesini içermektedir. Böylece bozulması olabildiğince zor –neredeyse imkansız- (%51 saldırısı hariç) bir blok zinciri meydana gelir. Bundaki ana amaç aynı anda iki harcamayı önlemek ve gönderimleri kayıt altında tutmaktır. Verilen bu ödül miktarı her 210.000 blokta bir (tahmini 4 senede bir) yarı oranında düşürülür . 50 BTC, 25 BTC, 12.5 BTC şeklinde devam edecek. Ne zamana kadar! 21 Milyon BTC olana kadar.
Bu kısma kadar olanları anladıysanız yazıyı okumaya devam edin. Zira bunun devamında kısa bir aydınlatma ile olayın nasıl gerçekleştirildiğini anlatacağım. Gardaş ben anlamadım diyorsanız lütfen okumayın. Çünkü beyin devrelerinizi yakmak istemem.
Madencilerin yaptığı iş bir –yukarıda bahsettiğim üzere kısmen- bir çeşit üretme değil de bir çeşit işlem ücretidir diyebiliriz. Madencinin kullandığı bilgisayarlar bankalardaki bilgisayarlar gibi düşünebilirsiniz. Yaptıkları işlemler karşılığında bir ücret alırlar. Yani ödül alırlar! Bitcoin madencilerinin bilgisayarları bitcoin alım satım işlemlerini hesaplanması, işlenmesi ve blockchaine (blok zincirine) yazılması işlemini gerçekleştirirler.
Blockchaine yani blok zinciri içerisinde kayıtların birbirine kriptografik elementlerle bağlı olduğu sürekli büyüyen dağıtık bir veritabanıdır.
Bu veritabanı –madencilerin kullandığı- ortak bilgisayarlarda işletilir. Bitcoinle yapılan her işlem yıkarıda bahsettiğimiz gibi bir bloktur. Bu işlem tamamlandığında blockchaine bir halka gibi eklenir. Bu zincir bu işlemlerle sürekli büyür.
Bir BTC Madencisinin kullandığı bilgisayarlarda BTC işlemleri için harcanan elektrik maliyeti inanılmaz derecede yüksektir. Tabi bilgisayarlar yanlış bilindiği üzere sadece normal ekran kartları kullanmazlar. Bunun için özel donanımsal birimlerden biri olan –daha çok ÇİN menşeii- Asic Miner denilen cihazlar kullanılar ki bu cihazlar ucuz parçalar olmadığını hatırlatmakta fayda var. Asic Miner sadece Coin Mining (BTC Madenciliği) işi yapması için hazırlanmış özel devrelerdir. Tabi olay sadece bununla sınırlı değil. 2+1 Evinde yapabileceğiniz bir işlem olmadığını söyleyebilirim. Çünkü bu alanda hazırladığınız sistemin bulunduğu yerin sıcaklığını sabitleştirmeniz gerekiyor. Bunun için -sistemin büyüklüğüne göre- artık kaç tane klima alırsınız onu bilemem. Ve bide ortaya çıkan yüksek ses! Her şey tamamsa KAZMAYA başlayabilirsiniz.
(Lütfen eksik hatalı bir yer varsa söyleyin düzeltelim. Yorum altına teşekkür etmeyi veya bildiğinizi yazmayı unutmayın.)