Doktorluk mesleği bir çok meslek içerisinde oldukça önemli bir yere sahip. Bu konuda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Ancak gelin görün ki bu meslek ile ilgili hemen hemen her gün basına yansıyan “doktora dayak” haberlerini sıklıkla okumaya başladık. Hatta öyle bir hale geldi ki sürekli tekrar ettiğinden olsa gerek artık haberlere bile konu olmuyor. Bir gözlemci olarak sadece bir gün hastanede durun. Emin olun her saat başında bir kavgaya tanık olacaksınız. Bir hastane de neden kavga çıkar? Neden bir doktora dayak atılır? Neden bir sağlık çalışanı şiddete maruz kalır?
Biraz düşündüğümüzde –kendimizce mantıklı gerekçeler– öne sürsek bile bu gibi istenmeyen durumları bir hastanede tanık olmak gerçekten normal sayılacak bir durum değil. Kabahati doktorda arayabilir veya bu tarz -saldırgan veya şiddet eğilimli- davranışta bulunan vatandaşın sorunlu(!) olduğunu düşünebiliriz. Ancak geleceğe yönelik bir çözüm üretecek bir adım atmadığımız da bu konu sıradanlaşarak daha kötü sonuçların ortaya çıkmasına neden olacağı kesin diye düşünüyorum.
Bir birey olarak bu durumun kendimce kritiğini yapmaya çalışayım. Bunlar tamamen benim gözlemlerim. Öncelikle hastanelerde “information” dediğimiz bilgi akışı çoğu zaman şekilde kontrollü gerçekleştirilmiyor. Bir hastaneye kendiniz veya bir yakınınız için gittiğinizde çoğunlukla bilgi alım ve teşhis/tedavi sürecinde çok ciddi problemlerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Özellikle –hızlı- tedavi ve bilgi alım sürecinde bir çok kişi –saldırgan olabilecek düzeyde- bir psikolojiye sahip oluyor. Bunu bir şekilde kontrol etmeniz gerekiyor. Bu türde sorunlar hastanenin güvenlik görevlileri veya sağlık çalışanları tarafından çözülmeye sağlanıyor. Ancak kesinlikle yeterli bir durum değil. Bir hastanın hastaneye adımını attığı ilk anda sorunun teşhisi ve tedavisi üzerine kendisine veya yakınına –hızlı bir şekilde- doğru bilgi aktarılması gerekiyor. Hatta bu işlemlerin öncesinde hasta tam olarak nerde, nasıl, kim tarafından tedavi olacağını ve özellikle bürokratik uygulamalar (evrak işlerini) nasıl yapacağı sorularının cevabını hızlı bir şekilde öğrenmesi gerekiyor. Büyük hastanelerde “hangi kata gitmeliyim, hastam hangi katta, hastamın nesi var, durumu nasıl, neden tedavi etmiyorsunuz, bana neden şu ilacı yazmıyorsunuz” soruları bile kontrolsüz bir şekilde ilerleyince, olayla hiçbir şekilde ilgisi olmayan doktor, sağlık çalışanı veya güvenlik görevlileri bir kavganın içinde buluveriyor kendini.
Diğer bir konu ise özellikle hastanın şikayetine yanıt veremeyecek durumda olan bir hastanenin diğer sağlık kurumları ile koordinasyonu doğrudan kendileri sağlayarak tedavi sürecini hızlandırması gerekiyor. İşlemler hastaya veya hasta yakına bırakıldığı durumda bu kez “hastane değil misiniz? neden tedavi etmiyorsunuz” sorularına maruz kalıyorsunuz. Devamında ise istenmeyen olayların yaşanmasına neden oluyor.
Sonuç olarak buradaki sorunun asıl çözümü doğrudan hasta veya hasta yakını ile ilgilenecek bir veya birkaç halkla ilişkiler görevlisinin bulunmasının bu tipte sorunları kısmen ortadan kaldıracağını düşünüyorum. Hastane kaynaklı sorunların dışında kalan hasta veya hasta yakını durumundaki kişilerin bir sağlık görevlisine karşı işleyeceği suçta ciddi cezai yaptırımların uygulanması gerekiyor. Hatta en ufak düzeydeki bir saldırgan bir hareketin doktor veya sağlık görevlisi talimatı ile uzaklaştırılması daha doğru bir karar olacaktır. Ortaya çıkacak bir sorunda doktor veya sağlık çalışanı kendisi doğrudan müdahale etmeyerek güvenlik görevlilerinin sorun çıkaran veya saldırgan olacağını belirlenen kişiye müdahale etmesini sağlaması en doğru seçenek olacaktır. Ayrıca hastanelerde herhangi bir sorunda hızlı yanıt verebilen bir şikayet merci veya kriz masası gibi oluşumların kurulması hastaneler için bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum.
Haberlerde konu olan “sağlık çalışanlarına dayak/saldırı” konularının daha çok hastahane acil servislerinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bu nedenle hastahanenin teşhis/tedavi alanına sadece hasta’nın kendisi ve varsa en fazla bir yakınını kapsayacak şekilde alınması çıkabilecek sorunların azaltılmasını sağlayacaktır. Acil girişlerinde tanık olduğumuz yığılmaların önüne geçmek için hasta yakınlarının zaman geçirebileceği geniş dinlenlenme alanları oluşturulması zorunludur diye düşünüyorum.
Son olarak hastane çalışanlarının hizmet içi eğitimlerle vatandaş ile diyalog konusunda ciddi eğitimler verilmesi, vatandaşlar içinde çeşitli kamu spotları ve reklam afişleri hazırlanarak hastane çalışanlarına karşı olan davranış biçimleri ile ilgili bilgi verilmesi, hastahanelerde yaşanacak olumsuz durumları büyük ölçüde azaltacağını söyleyebilirim.