Avokado ismi İspanyolca’dan (aquacate veya ahuacate) türemiş ve genellikle “Amerikan Armudu” olarak da adlandırılmaktadır. Avokado, Meksika’nın merkez ve doğusunda bulunan dağlık alanlardan başlayarak Guatemela ile Orta Amerika’nın Pasifik sahilleri boyunca geniş coğrafi alana yayılan polimorfik (çok farklı görünüşte) bir ağaç türüdür.
Amerika kıtasının keşfinden sonra avokadonun besinsel değerinin bilinmesiyle birlikte, Amerikalı koloniler iklimsel olarak yetiştirilmesine uygun olan sömürgelere dağıtımına ve 1911 yılında ticari anlamda yetiştiriciliğine başlandı. Avokado, dünyada birkaç ülkede son derece birbirinden farklı özellik taşıyan çevrelerde, önemli ticari tarımsal ürün olarak yetiştirilmektedir. Dünya genelinde avokado, geniş bir sıcaklık dağılımında yetiştirilmekte, subtropikal ve tropikal çeşitler için farklı sıcaklık istekleri bulunmaktadır. Avokadonun yetiştiriciliğinin yapılabildiği iklimsel sınır noktaları, İsrail ve Güney Kaliforniya’da bulunan hemen hemen çöl koşullarından başlamakta, Meksika’nın tropikal yüksek dağlık alanları ile Güney Afrika ve Avustralya’nın bazı serin-sisli kuşaklarındaki alanlara kadar devam etmektedir.
Türkiye’de ise avokadonun ticari yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması amacıyla 1970’li yılların başında FAO aracılığıyla Kaliforniya’dan, Fuerte, Hass, Bacon ve Zutano olmak üzere 4 önemli çeşit getirtilmiştir. Bu çeşitler Antalya, Dalaman-Muğla, Alata- Mersin, Adana ve İskenderun-Hatay ekolojik koşullarında denemeye alınmıştır. Antalya ve Alanya koşullarında 1969–1983 yılları arasında yapılan denemede; Fuerte, Hass, Bacon ve Zutano çeşitlerinin bölgeye adapte olabildikleri sonucu elde edilmiştir. Bu türlerin yetiştiriciliğinde, Türkiye’nin Akdeniz sahil kuşağındaki bazı alanların oldukça uygun olduğu belirtilmiştir. Avokado yetiştiriciliği için Türkiye’nin Akdeniz sahil kuşağındaki bazı alanların oldukça uygun olduğu belirtilmiş ve ürünün üretimi hızla yayılmaya başlanmıştır.
Türkiye’deki avokado üretiminin yaklaşık % 60-65’i Antalya’da, % 30-35’i Mersin’de ve % 2-5’i diğer illerde (Muğla ve Hatay) üretilmektedir. Antalya’daki toplam üretimin yaklaşık % 60’ı Alanya ve Gazipaşa ilçelerinde yapılmaktadır. Avokado meyvesi, yağ içeriği, kg başına kalori ve protein bakımından bir çok meyve türüne göre üstünlük gösterir. Yapısında % 1-2 protein, % 10-17 yağ, % 1.5-2.0 toplam şeker ve % 80 su bulunur. Yağ oranı yüksek olmasına rağmen daha çok doymamış tekli oleik yağ asitleri içerdiği için hazmı kolay ve kandaki kolesterol seviyesini düşürücü bir etkiye sahiptir. Ayrıca içeriğinde 11 değişik vitamin ve 14 değişik mineral madde (demir, kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum, çinko gibi) bulunmaktadır. Doğal olarak yetiştiği yerlerde yerli halkın önemli bir besin kaynağını oluşturmakta ve “fakirin tereyağı” olarak isimlendirilmektedir.
Avokado yaprakları, kabuk, gövde, veya tohumu hayvanlar, kediler, köpekler, develer, sığırlar, kuşlar, balık ve atlar için zararlıdır. Bunların tüketimi, onlara zarar verebilir, öldürebilir. Avocado meyveside bazı kuşlar için zehirli olabilir ve ASPCA (American Society for the Prevention of Cruelty to Animals) diğer adıyla Amerikan Hayvanlara Eziyetin Önlenmesi Derneği tarafından kedi, köpek atları içine alan pek çok hayvan için toksik ilan edilmiştir. Buna karşın Avokado meyvesi çeşitli kedi ve köpek yemeklerinde kullanılmakta ve güvenli olduğu iddia edilmektedir. ASPCA ise bu meyvenin güvenli olup olmadığının bilinmediğini belirtmektedir. Avokado meyveleri toksik yağlı asit içerikleri ve persin içerir; çok miktarda alınırsa Atlarda koliğe neden olur ve veteriner tedavisi olmazsa ölümle sonuçlanabilir. Belirtileri gastrointestinal irritasyon, kusma, ishal, solunum sıkıntısı, konjesyon, kalbin dokuların etrafında sıvı birikimi ve hatta ölümdür. Kuşlar bu toksik bileşiğe özellikle hassas durumdadır. Avokado ve guakamolenun hayvanlara yedirilmesinden tamamen sakınılmalıdır.
Bazı insanlarda avokado alerjik reaksiyona neden olabilir. İki tür alerji formu bulunmaktadır; bunlardan ağaç poleni alerjisi ağız ve boğazda avokado yenildikten sonra lokal semptomlara neden olur, ikincisi lateks meyve sendromu olarak bilinir, lateks alerjisi ile ilişkilidir ve genel ürtike (deri döküntüsü ve kaşıntı), kas ağrısı, kusmaya neden olur ve bazen can tehlikesine neden olabilir.
Kaynak: Megep ve Wikipedia