Bu yazımızda sizlere adını güzellik ve kozmetik dünyasında sıkça duyduğumuz besleyici faydalarla dolu inanılmaz şifalı bir bitki olan Aloe vera’dan bahsedeceğiz. Afrika bitkisi olan bu bitki etli olup sarımsak ve soğanların ait olduğu aynı aile olan zambak ailesinin (Liliaceae) bir parçasıdır. Bitkinin farklı kısımları farklı amaçlar için kullanılır ve Aloe vera’nın hem iç hem de dış uygulamaları vardır. Yaprakları uzun ve etlidir. Yan taraflarında dikenler bulunan yaprağın uca doğru keskinleştiği görülmektedir. Aloe vera yaprağının hacmi yaklaşık % 99 su olan berrak bir jel benzeri madde ile doludur.
Aloe vera yalnızca kozmetikte değil sağlıkta da kullanılmaktadır. Çünkü faydaları kanıtlanmıştır. Yaprağındaki sıvı, vitaminler, mineraller, amino asitler, enzimler, polisakarit ve yağ asitleri gibi 200’ün üzerinde aktif bileşen içerir ve ayrıca yaprağından, polisakkarid, asemannan, alprogen, mannoz-6-fosfat gibi oldukça önemli maddeler de çıkmaktadır.
İnsanlar Aloe’yi 5000 yıldan uzun bir süredir terapötik olarak kullanmışlardır. Günümüzde hala kullanılan bu mucizevi bitkinin faydalarına değinecek olursak;
1- Vitamin ve mineral bakımından yüksek bir bitkidir. A, C, E, folik asit, kolin, B1, B2, B3, B6 gibi pek çok vitamin içerir. Aynı zamanda B12 vitamini içeren birkaç bitkiden biridir. Aloe vera’da bulunan minerallerden bazıları ise; kalsiyum, magnezyum, çinko, selenyum, krom, sodyum, demir, , bakır, potasyum, manganez.
2- Aminoasit ve yağ asitlerinde yüksektir.
3- Aloe vera, iyi bilinen bir adaptojendir yani vücut üzerinde “dengeleyici” etki yarattığı genel olarak kabul edilen sağlıklı ve ayıltıcı ürünlerdir.
4- Aloe vera alkalin oluşturan bir gıda maddesidir. Aşırı asitli beslenme alışkanlıklarını dengelemeye yardımcı olan vücudu alkalize eder.
5- Aloe’nin kardiyovasküler sağlık üzerindeki etkisi üzerine pek çok çalışma yapılmamıştır, ancak kana enjekte edilen Aloe vera özütünün, kırmızı kan hücrelerinin oksijen nakil ve difüzyon yeteneklerini büyük oranda çoğalttığını gösteren bazı araştırmalar yapılmıştır.
6- Bağışıklık sistemini artırmaya yardımcı olur. Öyle ki Aloe vera suyundaki polisakkaritler bağışıklık sisteminizin virüslerle savaşan beyaz kan hücreleri olan makrofajları uyarır
7- Sindiriminizi iyileştirir ve kilo kaybını teşvik eder.
8- Antioksidan özelliği yardımıyla Aloe vera sinir siteminde rahatlama sağlayarak stresi, depresyonu ortadan kaldırabilir.
9- Vee en önemli faydalarından birisi de cilt bakımıdır. Cildi tedavi eder, nemlendirir, UV ışınlarından korur, cildi yumuşatmaya yardımcı olan bir yumuşatıcıdır. Cilt hücrelerine oksijen tedarik etmeye yardımcı olur, akneye karşı muhteşem bir ilaçtır. Ayrıca yanıklara, aşınmalara, egzama, sedef hastalığına ve böcek sokmalarına topik olarak uygulandığında mükemmeldir. Aloe vera sayesinde erken yaşlanmaktan ve kırışıklıklardan da kurtulabilirsiniz.
Faydaları bu kadar fazla olan bu mucizevi bitkinin elbette zararları da var. Özellikle hamileler veya emziren kadınlar tarafından kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Ayrıca bazı hastalıkları olanların hekim tavsiyesi ve gözetimi olmadan dahilen kullanmaları tavsiye edilmemektedir. Bir de uzun süreli ve fazla tüketilmesi durumunda birçok sağlık problemlerine neden olduğu bilinmelidir.
Sonuç olarak eski tarihlerden itibaren alternatif tıp tarafından hastalıkların tedavisi için kullanılan bu bitkinin günümüzde de kullanımının yaygınlaşmasını amaçlamalıyız. Tabi kullanımına dikkat etmek kaydıyla…