Kurban Bayramı, Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zilhicceayının 10. gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayram. Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günlerine ‘Eyyâm-ı nahr’ (Kesme günleri) ve bir önceki gün olan Zilhicce ayının dokuzuncu gününe Arife denir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke’de hac farizasını ifa ettikleri vakittir.
Kurban Bayramı, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan birçok ülkede dinî bayram olmasının yanı sıra resmî tatil ilan edilir. Ramazan Bayramı ile beraber İslam dinindeki en önemli iki bayramdan biridir. Hicri takvim bir ay takvimi olduğu için yıllar güneş temelli miladi takvimden 11-12 gün kısadır. Bu nedenle Kurban Bayramı her sene 11-12 gün daha erken kutlanır. Yaklaşık 33 senede bir bayramı aynı tarihlere tekabül eder.
İslam dini terimi olarak Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir. Kur’an’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah’a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir. Kur’an ‘da Hac Suresinde bu konuda bir ayet vardır.
Kurban sözcüğü Kur’an’da birkaç kez geçer: Maide Suresi 27. ayetinde Habil ile Kabil’in hikâyesinde iki kardeşin sunduğu kurbanlardan bahsedilirken kurban sözcüğü kullanılır. Hikâyeye göre bu sunuda kardeşlerden biri hayvan kurban ederken diğeri topladığı veya yetiştirdiği sebze ve meyvelerden sunu yapmıştır ve buradan kurbanda boğazlama yapma anlamı çıkarılmaz. İslamda bugün anlaşılan kurban kavramının temelini Hz. İbrahim ile İsmail’e atfedilen, içinde boğazlama eylemiyle birlikte adanmışlık duygularını ifade eden kıssa oluşturur.
“(Oğlu) yanında koşma çağına gelince: “Yavrum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak ne düşünürsün?” dedi. “Babacığım sana ne emrediliyorsa yap. Beni inşaallah sabredenlerden bulacaksın.” dedi. Ne zaman ki ikisi de bu şekilde teslim oldular, (İbrahim) onu tuttu şakağı üzerine yıktı.”(Saffat Suresi: 102,103)
Fakat Allah’ın bu manevi adanmışlığı kabul edip, bunun bir sınama olduğunu onlara belirtmesi ve onlara bir kurbanlık hayvan göndermesiyle anlatı sonlanır:
“Ve ona şöyle seslendik: “Ey İbrahim rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız.” “Şüphesiz ki bu apaçık ve kesin bir imtihandı.” dedik. Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.”(Saffat Suresi, 104-107)
Kur’andaki anlatımlarda hangi hayvanların kurban olarak sunulabileceği, bu hayvanların hangi şartları taşıması gerektiği, kurbanın sadece hayvanlardan olması gerektiği gibi konularda bir açıklık yoktur.
Sâffât Suresi,107; İbrahim’in oğlu İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye olarak verildiğinin anlatılması.
Hac suresinde kurban hac ile bağlantılı olarak anlatılır; “İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler. Kendileri için birtakım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. (Hac: 27-28) Beden (dipnot)leri size Allah’ın işaretlerinden kıldık, sizler için onlarda bir hayır vardır. Öyleyse onlar bir dizi halinde boğazlanırken Allah’ın adını anın; yanları üzerine yattıkları zaman da onlardan yiyin, kanaatkâra ve isteyene yedirin. Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah’a ulaşmaz, ancak O’na sizden takva ulaşır…..(Hac: 36-37)
Kurban Bayramı farklı dillerde ve farklı kültürlerde, kültürel etkilerle de, farklı isimlerle anılmaktadır. Arapça İyd-el Adha, Kürtçe İyd-a Qurbane şeklinde okunan tüm dünyada yaygın olan bir isimdir. Türkçede Kurban Bayramı olarak anılırken, Hindistan ve Pakistan’da bayrama genelikle Bakra Eid denir ki bunun anlamı “Keçi Bayramı”dır; bu ülkelerde sıklıkla kurban edilen hayvan keçidir. Bakra Eid Güney Afrika’da da kullanılan bir isimdir. Bangladeş’te kullanılan yaygın isimlerse Id-ul-Azha ve Korbani Id’dir. Türkçe ismine benzer bir şekilde Bosna-Hersek, Bulgaristan da Koç bayram, Arnavutluk’ta Kurban Bajram şeklinde anılır. Nijerya’da Babbar Sallah, Somali’de ve Kenya ile Etiyopya’nın Somalice konuşan bölgelerinde ise Ciidwayneey.
Kurban Bayramı Tarihçesi
Diğer İslami kaynaklara göre, Hz. İbrahim’in Eşi Sare’den bir çocuğu olmuyordu (bazı rivayetlere göre 125 yıl). Allah’a yalvarır, dua eder. Kendisinin ve eşinin yaşlı olduğu bir zamanda mucizevi bir şekilde oğlu olur. Çocuk biraz büyüdüğünde, Hz. İbrahim peygamber rüyasında onu kurban etmesi gerektiğini görür. Oğluna “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın” der. Peygamberlerin rüyaları normal insanların rüyalarından farklı olduğundan bu bir emir olarak kabul edilmiş ve Hz. İbrahim peygamber oğlunu kurban etmeye götürmüştür. Ancak Allah’ın emriyle bıçak çocuğu kesmez. Bu esnada Cebrail kucağında bir koç ile gelir. Bu imtihan başarı ile geçildikten sonra tüm İbrahimi dinlerde Zilhicce ayının 10. günü aynı şekilde kurban kesilerek kutlanan bayram olmuştur. İslam peygamberi, Hac gibi terk edilen İbrahim geleneği, tekrar hayata geçirmiştir.
Kurban Bayramı Namazı
Bayram sabahı, Bayram Namazı kılınır ve Bayram hutbesi okunur. Arefe günü sabah namazından itibaren her farz namazın arkasından aşağıdaki vacip olan teşrik tekbirleri bayramın son ikindi namazı da dahil olmak üzere yirmi üç vakitte getirir.
Allahü Ekber Allâhü Ekber Lâ ilâhe İllâllahü Vallâhü Ekber, Allâhü Ekber ve Lillâhi`l-Hamd
Kaynak: Wikipedia