Bilgi

Küresel Isınmanın Canlılar Üzerindeki Etkileri Nelerdir?


Küresel ısınmanın bitki ve hayvan türlerinin sayısının azalmasına, yaşam alanlarının ve yaşamlarının değişmesine, bazı türlerin neslinin tükenmesine etki edeceği yapılan araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır.

1- Hayvan Türlerine Etkileri

Küresel ısınmanın canlı türleri üzerindeki olumsuz etkileri oldukça fazladır. Küresel ısınmadan hayvanlar daha çok etklenmekte, gerek yaşam biçimleri gerekse tür çeşitliliği önemli derecede etkilenmektedir. Biyoçeşitliliğin önemli bir ögesi olan tür zenginliğindeki azalma çağımızın en önemli çevre sorunlarından biridir.

a) Ekosisteme Etkisi: Canlıların karşılıklı madde alışverişi yapabildikleri herhangi bir ortama “ekosistem” denir. Diğer bir deyişle herhangi bir ortamdaki canlı ve cansız varlıkların birlikte oluşturdukları bütünlüktür. Doğanın yapısında mükemmel şekilde işleyen bir denge vardır. Bu dengenin bozulmasından tüm canlı ve cansızlar etkilenir. Yeryüzündeki biyolojik çeşitlilik milyonlarca yıldır var olmakla birlikte zaman içerisinde tür kayıplarının olduğu da bilinmektedir. Bugün geçmişte yaşamış dinazorlar ile diğer bazı hayvan türleri fosillerinden tanınıyor. Geçmişte dünya ekosisteminde hayvan tür kayıpları olmakla birlikte yaşadığımız son yüzyılda oldukça artmıştır.

Dünya ekosistemindeki hayvan tür kayıpları doğrudan bütün canlıların yaşamını etkilemektedir. Hayvan türleri küresel ısınma sonucu daha yüksek kesimlere doğru bir yayılış göstermektedir.

b) Yaşam Biçimlerine Etkisi: Küresel ısınma, biyolojik ve fiziksel sistemleri olumsuz etkilemektedir. Bazı hayvan türlerinin sayısı hızla azalırken kene gibi bazı türler de çoğalmakta, kaplan ve balıklarda hayatta kalabilmek için göç etmektedir. Küresel ısınmanın beraberinde getirdiği iklim değişikliği her kıtada gerek fizik gerekse biyolojik yaşam alanlarını tehdit etmektedir. Eriyen buzullar, genişleyen çöller ve ısınan denizler canlı türlerinin kaderini derinden etkileyen faktörlerden bazılarıdır.

Bu durum, birçok hayvan türünün şimdiden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına, birçoğunun da eski yaşam ve yayılma alanlarının daralmasına neden olmaktadır. Küresel ısınma nedeniyle hayvanlardaki kış uykusu ve yumurtlama sürelerinin ortalama beş gün erken başladığı, göç etme süresinin de 2-3 gün geciktiği belirlenmiştir. Bu durum hayvanların yaşam biçimlerinin değiştiği anlamına gelmektedir. Buzulların hızla erimesiyle okyanus ve deniz suyu seviyesinin hızla yükselmesi, kıyılarda canlılar için gereken yaşam alanını tahrip ederken hava sıcaklığındaki çok küçük değişiklikler bile bitki türlerini yok etmekte ve hayvanların yaşaması için gerekli olan besin zincirinin kırılmasına yol açmaktadır. Bu da önümüzdeki yıllar içinde birçok hayvan türünün yok olacağını göstermektedir.

c) Türler Arasındaki Etkilenmeler: Çoğu hayvan türleri kısa dalga boyunda enerjili güneş ışınlarına karşı kalın derili ve derideki renk değişiklikleri nedeniyle insanlara nazaran çok daha fazla korunmaya sahip olmalarına rağmen bazıları artan ultraviyole ışınlarından etkilenebilir. Bu ışınlar evcil hayvanlarda, insanlarda görülenlere benzer kanserlere neden olur. Gözler ve vücudun güneş ışınlarına maruz kalan kısımları çok daha fazla risk altındadır. Cilt tümörleri inek, keçi, koyun, kedi, köpek, at, domuz ve sığırlarda görülmektedir. İklim değişiklikleri ve ısınmalar, hayvan türlerinin etkileşiminin kaderini derinden etkileyen faktörlerdir. Kuşlar, balıklar ve deniz kaplumbağalarının türleri arasında göç nedeniyle değişikliğe uğradıkları gözlenmiştir. Halkalı, yağmur kuşu gibi bazı balıkçıl türleri artık kışları İngiltere’nin batı sahili yerine doğu sahilinde geçirmeye başladıklarından bu hayvan türleri arasında olumsuz etkilenmeler baş göstermiştir. Denizlerin ısınması yüzünden bazı kaplumbağa türleri yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalmaktadır. Çünkü denizin ısısı, kaplumbağaların yumurtalarından çıkacak yavruların cinsiyetlerini belirlemede rol oynamaktadır. Isı değişikliği bazı kaplumbağa türlerinde yeni erkek doğumlarını etkilediği için kaplumbağa türleri arasındaki etkileşimi olumsuzlaştırmaktadır.

d) Üremelerine Etkisi: İklim değişimi, gezegenimizdeki yaşam modellerini değiştirmekte ve bunun sonucunda pek çok hayvan türü yok olup çoğalamamaktadır. Değişen iklim, hayvanları hayatta kalabilmek için göç etmeye zorlamaktadır. Küresel ısınmanın hayvan türlerinin çoğalmalarına olan etkileri; Kuzey Amerika kıyılarındaki somon balıklarının üremesinde suların ısınması sebebiyle ciddi bir düşüşün oluşması, kuşların son 20 yılda bahar aylarında havada görülen sıcaklık artışı yüzünden daha erken yumurtlamaya başlaması, yavruların doğduklarında beslenecek böcek türleri bulamadıkları için hayatta kalmalarının tehlikeye düşmesi,  geri çekilen bir buzul ve deniz üzerindeki buzun normalden önce parçalanması, deniz foklarını avlamak için buza ihtiyaç duyan kutup ayılarını zor durumda bırakması, tatlı su yaşam alanları, kirleneme ve barajlar yüzünden bozulduğundan tatlı su yunusları, mersin balığının çoğalamamasıdır.

2- Bitki Türlerine Etkisi

Küresel ısınma daha önceki iklim tipine uyum sağlamış bitki topluluklarında değişime yol açmaktadır. Küresel ısınma bitki habitatının üçte birini, nadir görünen türler ve bölünmüş ekosistemler kirlilik ve ormanların yok edilmesinden dolayı tehdit altında ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

a) Ekosisteme Etkisi: Bir ekosistem insana durağan gözükse bile jeolojik ölçü içinde evrime uğrar. Nitekim ılıman Avrupa’da çıplak toprağa canlıların yerleşmesi, otsu bitkilerin öncü olarak yerleşmesiyle başlamıştır. Sonradan bunun yerini, birbirini izleyen çeşitli bitki toplulukları almış ve son evre olarak da ormanlar ortaya çıkmıştır.

Ekosistemdeki bozulma bir bütün olan çevrenin yapı ve işleyişini olumsuz etkiler. Uzun süren kuraklıklar sonucu ekosistemdeki bitki sayısı hızla azalır. Toprakta oluşan tahribat ve kirlenmeler önce bitkilerin sonra da diğer canlıların yok olmasına neden olur. Ormanların kesilmesi ve yanması çevrenin çölleşmesine ve sonrasında küresel ısınmaya etkide bulunur. Ekosistemdeki bozulmanın diğer bir etkisi de toprağın su ve rüzgâr etkisiyle aşınıp taşınması olan erozyonun artması ve çevredeki bitki örtüsünün azalmasıdır. Bu da toprağın tahrip olup tarım toprağının ürün veriminin azalmasına neden olmaktadır. Orman ekosistemleri, odunsu canlı kitlelerin her yıl artması ve dökülen yaprakların toprak karbon deposuna katılmasıyla karbon tutmaktadır. Orman ekosistemi olgunlaştıkça toprağın organik madde miktarı ve ekosistemdeki toplam solunum artmaktadır. Ormanlar, bir ağaç topluluğu olmanın yanı sıra binlerce yılda yaratılmış toprağıyla içinde barındırdığı milyonlarca bitki, hayvan ve mikroorganizmalarıyla ve bunların karşılıklı ilişkileri ile bir çevre sistemi ve yaşama birliği oluşturmaktadır. İnsan eliyle yok edilen bu sistemin tekrar insan eliyle geri getirilmesi son derece güçtür.

b) Yaşam Biçimlerine Etkisi: Küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin sınırları yoktur ve bu olumsuz etkiler bitkiler için de büyük bir tehlike oluşturmaktadır. İklim değişiklikleri bitki çeşitlerinin sadece enlem ve boylamdaki dağılımını değil, yükseklikteki dağılımını da etkilemektedir. Bu durum bitkilerin 10 yılda bir ortalama 29 metre tırmandığını göstermektedir. Aynı bölgede yaşayan ve aynı karakteristik fizyolojileri paylaşan bitkilerin çoğu göç etme eğilimi taşımaktadır. Bu eğilimler yüksekte yaşayan bitki çeşitlerini daha fazla etkilemektedir. Küresel ısınma yüzünden bitkilerin çiçek açma dönemleri değişiklik göstermektedir. Yeni koşullara ayak uyduranlar ayakta kalmakta, adapte olamayanlar ise yok olmaktadır. Dolayısıyla sıcaklık yıllar içinde bu şekilde artacak olursa bitkilerin çiçeklenme dönemi değişecektir. Ama bu değişim yaşam biçimlerini değiştirdiği için bazı türlerin yavaş yavaş yok olması beklenmektedir.

c) Türler Arasındaki Etkilenmeler: Kara sistemi, canlı dünyanın iskeleti olarak kabul edilmektedir. Toprak insanlara ve yeryüzündeki diğer tüm canlılara yaşam alanı sağlamaktadır. Hava, bitkilerin fotosentez yapmaları için karbondioksiti, insanlar ve birçok hayvan yaşamı için oksijeni sağlayan bir kaynaktır. Bu yönüyle ormanlar ve yeşil bitkiler de bu sistemin akciğerleri olarak kabul edilir. İklim değişikliği sonucu oluşan sıcaklık terlemeyi arttırır ve bazı bitki türleri kökleriyle daha çok su almak zorunda kalır. Daha çok su ise topraktan daha fazla mineral madde alınmasını sağlayarak bitkinin gelişmesini hızlandırmaktadır. Bir başka bitki türü de aşırı sıcaklık yüzünden su alamayıp kurumaktadır. Bu da bitki türleri arasındaki etkileşimi olumsuz etkilemektedir.

d) Çoğalmasına Etkileri: Sıcaklığın artması bitkilerin can damarı fotosentez işlemini yavaşlatmaktadır. Bu durumda bitkinin büyümesi yavaşlar ve döllenerek çoğalması etkilenir. Bazı bitkiler daha önce çiçek açar bazı bitkiler de hiç açmaz. Örneğin, haziran ayında bugüne kadar ortalama sıcaklık 15 dereceyse bugün 20 dereceye ulaşmıştır. Bu sıcaklıkta bitkinin tam tomurcuk olup da açacağı dönemde ani bir sıcaklık dalgası tomurcuğu kavurur. Bitki çiçek açamaz. Çiçek açamaması demek bitkinin çoğalamaması demektir.

Yorum yapmak için tıklayın.

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı