Girenin çıkanın belli olmadığı karışık durum ve yerleri ifade etmek için genellikle “Dingo’nun ahırı mı burası?” şeklinde kullanılan bu deyim aslında gerçek bir hikayeden yola çıkılarak kullanılmıştır.
Şimdi sizlere “Dingo’nun Ahırı” deyimi ne demektir? Hikayesi Nedir? Neden burası Dingo’nun ahırı mı deyimi kullanılır? Sorularına cevap vereceğiz.
İstanbul’da ulaşım için atlı tramvayların kullanıldığı yıllarda iki at ile çekilen tramvaylara dik Şişhane yokuşunu çıkabilmesi için fazladan atlar koşulurdu. Azapkapı’da tramvaya eklenen takviye atlar, Taksim’de Dingo isimli bir Rum vatandaş tarafından işletilen ahırda dinlendirilir, sonra tekrar Azapkapı’ya götürülürlerdi. Gün içinde sürekli atların girip çıktığı ahırın, bu durumu dolayısıyla girenin çıkanın belli olmadığı veya her önüne gelenin girip çıkabildiği yerler için “Dingo’nun ahırı” deyimi kullanılmaya başlanmıştır.
Bu ahırı işleten ise Dingo isminde birisidir.
Rum kökenli olan Dingo, gün içerisinde çok fazla alkol tükettiği için genelde sarhoştur ve ahırın işlerini düzgün bir şekilde yürütemez. Arabacılar ahırın bütün işlerini Dingo’nun yerine yapmak zorunda kalır. Bundan dolayı da ahırda hep bir kalabalık ve karmaşa olur. Hatta bazen o kadar karmaşa olur ki, dinlendi sanılan atlar tekrar koşturulur ve çatlayarak ölür. Tabi sonrasında arabacılarla Dingo arasındaki kavgalar sürer gider.
Atlı tramvay seferlerinin daha da artmasıyla bu durum daha da sık yaşanır ve herkesçe bilinir hale gelir. Zamanla da birçoğu kimse tarafından, karmaşık durumları ifade etmek için “Dingo’nun ahırı” benzetmesi dillere dolanır.
