Endoplazmik Retikulum; hücrede bulunan, veziküller, tüpler ve sisternalardan oluşmuş bir organeldir. Maddelerin taşınması, depolanması ve lipid sentezi fonksiyonu bulunur. Hücre zarı ile çekirdek arasındaki köprü görevi vardır. Bu yolla hücre içi koordinasyon ve iletişimin sağlanmasında hayati rol oynar. Endoplazmik retikulum; Golgi Aygıtı ve Lizozom ile sistematik bir çalışma içindedir. Golgi Aygıtı da endoplazmik retikulum tarafından oluşturulur. Olgun alyuvar hücreleri hariç genellikle bütün ökaryot yapılı hücrelerde (bitki, hayvan, protisa, fungi vs.) bulunur. Prokaryot hücrelerde Endoplazmik Retikulum (ER) bulunmaz. Çekirdek zarından başlayarak sitoplazmaya, hatta hücre zarına kadar uzanır ve hücre içinde birbiriyle bağlantılı olan geniş bir kanal sistemi oluşturur.
1945 yılında Keith R. Porter, Albert Claude, ve Ernest F. Fullam, elektron mikroskobu ile yaptığı çalışmalarda, hücre sitoplazmasının dantel şeklinde bir ağ manzarası görünümünde olduğunu saptamıştır. Bu ağ yapı hücrenin ektoplazmasında görülmediği için bu araştırmacılar buna endoplazmik retikulum (plazma içi ağı) adını vermişlerdir. Endoplazmik retikulum hücrenin dış ortamında bulunmaz.
Endoplazmik retikulum üzerinde ribozom taşıyan tiplerine granüllü endoplazmik retikulum denir. Bu tip endoplazmik retikulumlar protein sentezinde görevlidirler. Sentezledikleri proteinleri küçük veziküllere yüklenip Golgi aygıtına taşınırlar. Protein sentezinde görevli olan hücrelerde daha fazla görülürler.
Endoplazmik retikulum üzerinde ribozom taşımayan ve lipid sentezinde görevli tiplerine granülsüz endoplazmik retikulum denir. Paketleme ve taşıma görevi üstlenen bu organel bazı maddelerin hücre içinde dağılmasını sağlar. Birçok metabolik reaksiyonlarda görev alır. Karbonhidrat ve lipit sentezi yapan hücrelerde daha çok bulunur. Granülsüz endoplazmik retikulum özellikle kas hücrelerinde kalsiyum depolar.
Bir hücrede her iki tip endoplazmik retikulum aynı anda bulunabilir. Protein sentezinin yoğun olduğu hücrelerde granüllü endoplazmik retikulum daha fazla bulunurken, lipit ve karbonhidrat sentezinin yoğun olduğu hücrelerde ise granülsüz endoplazmik retikulum daha fazla bulunur. Endoplazmik retikulum hücre bölünmesi esnasında kaybolur.
Sarkoplazmik retikulum ise; düz ve çizgili kaslarda bulunan özel bir tip granülsüz endoplazmik retikulumdur. Aradaki fark, sarkoplazmik retikulumda (SR) bulunan proteinlerin kalsiyum depolamaya ve pompalamaya yaramalarıdır. Kas uyarılınca SR’de depolanan kalsiyum salınır, bu da kasın kasılmasına neden olur.byjus
Endoplazmik Retikulumun Özellikleri
Endoplazmik retikulumun birçok özelliği bulunmaktadır. Bu özellikleri maddeler halinde aşağıda şöyle sıralayabiliriz.
1- Endoplazmik Retikulum; alyuvarlar hariç bütün ökaryotik hücrelerde bulunurken, prokaryotik hücrelerde bulunmaz.
2- Çekirdeğin dış zarından başlayarak hücre içi alanın ilgili yerlerine doğru dağılmış bir zarlı sisteme sahiptir.
3- Endoplazmik Retikulum; çeşitli kanal ve keseciklerden meydana gelmiştir. Bu kanallar maddelerin iletimi, kesecikler ise depolama görevini sağlar.
4- Kanal ve keseciklerin miktarı hücrenin etkinliğine göre farklılık gösterir.
5- Endoplazmik Retikulum; hücre bölünmesi esnasında kaybolur, bölünme tamamlandıktan sonra yeniden ortaya çıkar.
6- Endoplazmik retikulumun zarının kalınlığı 50-60 Å kadardır.
7- Endoplazmik retikulumu bir kargo sistemine benzetilebilir. Hücre içinde ve hücre dışına proteinleri taşımayı sağlar. Aynı zamanda bazı hücrelerde glikojen, steroidler ve diğer makromolekülleri depolar.
8- Üzerinde ribozom olan endoplazmik retikulum granüllü endoplazmik retikulum adı verilirken, ribozom olmayanlar granülsüz endoplazmik retikulum adını alır. Granül, tanecik demektir, elektron mikroskobunda bu yapıların üzerinde küçük tanecikler görünmesinden dolayı bu şekilde adlandırılmışlardır.