Rock yıldızları, futbolcular, ünlüler ve daha bir çokları TV ekranlarından, billboardlardan, reklam afişlerinden, gazetelerin-dergilerin herhangi bir köşesinden fırlayıp 4.5G’ye geçmenizi istemeye başladılar bile. Tabi bunu hepimiz bekliyorduk. Ancak 4.5G hakkında en ufak fikri olmayan insanlar bile “bak 4.5G’ye geçtim” naraları atmaya başladı bile.
Kısaca olayı özetliyeyim belki konu hakkında bilgisi olmayanın biraz fikri olur. 4.5G Dediğimiz şey gerçekte 4G olup dördüncü nesil bir kablosuz telefon teknolojisidir. Yani 3G ve 2G standartlarının devamıdır diyebiliriz. 4.5G’yi destekleyen telefonunuzdan 100 Mbps, Wi-Fi ağlarında 1Gbps civarında bir bant genişliği sunuyor.
Yani özetle eski kullandığınız telefonunuza göre 4.5G’yi destekleyen telefonunuz daha hızlı bir şekilde internete bağlanacak, daha hızlı internete girecek, kısa sürede donmadan-kasmadan video izleyecek yada film indireceksiniz.
Buraya kadar her şey olabildiğince normal. Peki vaatler doğru mu?
Komedi burada başlıyor. Piyasada (Türkiye’de) telefonların çoğu 4.5G’yi desteklemiyor. 4.5G destekleyen bir telefona sahipseniz bu yeterli bir durum değil. Ayrıca 4.5G’yi destekleyen bir SIM Kartına sahip olmanız şart. Şimdilik ücretsiz veriliyor ancak bunun karşılığı elbette olacak.
Şahsen Samsung Galaxy S3 kullanan biri olarak telefonum 3G’yi destekliyor. Hatta bazen 3G’nin bir tık üstü olan H+sembolü (HSPA+(Evolved High Speed Packed Access) geldiğinde bile 3G Standartlarında daha bir indirme hızına sahip olamadım.
Hadi 4.5G’ye geçelim. 4.5G’ye geçtiğinizde telefonunuz öyle her yerde 4.5G standardında bir hıza sahip olamayacaksınız. Vaat edilen hıza öyle her yerde erişim sağlama imkanı olmayacak. Ayrıca çok hızlı veri transferi sağlayan bu olayda inanılmaz yüksek fiyatların olduğunu hatırlatmakta fayda var. Yani altınızda doğa dostu tüplü şahin yok. Ferrariye binmek istediğinizde benzinin hesabını yapmayacaksınız. Sonra yolda kalınca aman çok kazık demeyin!
Gittiniz 4.5G telefon aldınız. SIM Kartınızda 4.5G. Her şey OKEY mi? Tabi ki hayır! Aldığınız telefonunda bir kapasitesi var. Yani bir telefon 300 Mbps hızı varken bir diğeri 150 Mbps olabiliyor. Tamam gittin diyelim ki 300 Mbps telefon aldın. Neyse işte 150 Mbps aldın. O zaman gidip bir araba aküsü alman lazım. Kusura bakma ama sanıyormusun ki şarjın dayanacak :)) Eskiden 12 saat zor bela dayanan şarjın 1 saatte bitecek :)) %5’lerde bik bik “pil zayıf” uyarısıyla öten bir telefonla boğuşmak gerçekten zor.
Yüksek veri transferi söz konusu ise bir o kadar kota sorunu var demektir. İnterneti aktif kullanan biriyseniz ve hızdan şikayetçiyseniz öyle size 2 GB, 5 GB yetmeyecektir. Ardından kotayı aştığınız anda uygulanacak fiyat tarifelerine bir bakmanızı tavsiye ediyorum. Gerçekten inanılmaz fiyatlar. Çok düşük 2GB, 3GB, 5GB, 10GB gibi kotalar çok yüksek fiyatalara satılıyor. Bu nedenle ne kadar hız, o kadar para.
Son olarak diyelim ki gittiğiniz yerde 4.5G yok. E haliyle 3G var diye düşündünüz. Yok öyle bir şey. Oradaki baz istasyonu ne kadar ekmek veriyorsa o kadar köfte. Beşiktaş Bebek’te belki 4.5G ile takılabilirsiniz ancak 522 ile Ümraniye’ye ayak bastığınız anda 2G ile 3G arasında takılmacalar yaşayabilirsiniz. Hatta Sancaktepe’yi geçtiğiniz anda Ulan telefon çekmiyor diye atarlanabilirsiniz. Neyse kafa şişirdim.
Hiçbir zaman yeni bir teknoloji çıktığında asla satın almayın. Her zaman bir teknolojinin bir alt versiyonunu satın alın. Berbat bir durum gibi gelebilir. Ancak denenmiş,sınanmış ve bilinen bir şeyi kullanmak riski en aza indirir. Kendinizi test ettirmeyin. Bekleyin. Zamanı geldiğinde güle oynaya 4.5G’ye geçin.
Gerçi Avrupalı beyaz adamlar yıllardır 4G’de. Ancak bizim kadar çılgınca reklamlar yapmadılar. Türkiye’de işin kolayına kaçarak 4.5G’ye geçip ülkeyi teknoloji çöplüğüne çevirdiler. Ama diyim siz daha 4.5G demeden 5G Telefonlar çıkacak ve birkaç sene içinde herkes 5G’ye geçecek. Hiç yorulmayın.
Oturun oturduğunuz yerde.